Dilin attığı düğümü diş bile çözemez...

A -
A +
Çok daha önce bir söylemi vardı Sayın Aziz Yıldırım'ın... "O mu şampiyon yaptı ki..." diyerek şampiyonluk kupasının ardından hoca değişikliğine gitmişti.Benzerini Ersun Yanal için de dile getirdi.
O zaman benim düz mantığım şöyle bir sonuca ulaşıyor.
Takım şampiyon olamadığında da; 'O mu şampiyon yapamadı, biz yapamadık..." diye okuyamaz mıyız olası bir suskunluğu...
Başarı varsa benim, başarısızlık varsa onun...
Sahaya oturmayı, hakemin aldığı notu yanlış öğrenmeyi, pozisyon tartışmasını ise hiç eleştirmiyorum çünkü ilk günden beri Sayın Başkan'ın tarzı bu...
"Bakın tehdit etmiyorum, sıkıysa gelsin" tarzını benimsemek ise aynı cümlenin içinde kendinden kontratak yemek gibi değerlendirilemez mi?..
UEFA KUPASI MESELESİ
Başkan Fikret Orman'ın sükûneti benimseyen konuşma üslubunu takdir edenlerdenim...
Liverpool gibi bir firmanın elinden turu almanın gururunu hepimize yaşatırken maç sonrası bir söylemini çok yadırgadım...
"Bu ülkeye bir UEFA kupası gelmemiş olması yöneticilerin ayıbıdır" dedi...
Eğer, "Benim takımımın getirmemiş olması bizim ayıbımızdır" deseydi; ya da "15 yıldır bir UEFA kupası gelmemiş olması" diye başlasaydı cümlesine başımın üstünde yeri vardı.
Ama şimdi yok...
Çünkü çok iyi biliyor ki o kupadan bir tane var ve Galatasaray'ın müzesinde duruyor.
Dil sürçmesi filan değil bence...
Kabullenme meselesi...

Üvey evlatlar!
Fenerbahçe'ye en büyük zararı yakın tarihinde bu kulüp için ter dökenler vermeye devam ediyor...
Önce Ersun Yanal İstanbul'da eksiltti iki puan...
Ardından Roberto Carlos İstanbul'da yıktı geçti...
Son olarak ta Aykut Kocaman...
Torku Konyaspor'un elinden canını zor kurtardı Fenerbahçe...
Başka Fenerbahçe çıkışlı hoca kalmadığına göre sezonun kalan kısmı için korkmaya ve çekinmeye gerek yok herhalde...

POST İT
Derbi öncesi Melo'nun yokluğu ne denli hissedilir bilemem ama Hamit'in üstüne koyarak geldiği de ortada.
Son hafta için ancak şunu söyleyebilirim:
"İçine Melo kaçmış bir Hamit izledim..."

S-ÖZ: 
"Dil tencere kapağına benzer. Kıpırdadı ve kokusu duyuldu mu içinde ne piştiğini hemen anlarsın..."
(Mevlana Celaleddin-i Rumi)

Derbinin hakeminin GS Store'un önünden kaç kere neden geçtiğini, Bağdat Caddesi'nde nasıl olup da oturup kahve içtiğini, çocukluğunda hangi maça gittiğini okumaya hazır mısınız?..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.