Doğum günü 27 Temmuz!

Herkes onu Buca'dan geldi sanıyor olabilir. Ama o İtalya'dan geldi. Dün gece bize inanılmaz bir futbol resitali sundu. Koştu, baskı yaptı, olağanüstü kontroller sundu ve nefis asistler verdi. 
Bana göre Diego Ribas'ı getirip tribünde bir koltuğa bağlayıp, Salih'i seyrettirmemiz lazım. 
Belki bir şeyler öğrenirse gelişir diye… 
3-5-2 diye bizi kandıran Pereira, sahaya sürdüğü takımla sanki 5-5-2 oynuyormuş gibiydi. Yani Monaco'lu çömezlerden bir fazla oynuyor gibiydi. İlk yarının büyük bölümünde Monaco'yu İstanbul'a geldiğine bin pişman eden bir Fenerbahçe vardı. Mesela 8'inci dakikada oyun 3-0 olabilirdi. Emenike'ye gelenlerin hepsi Van Persie'nin gözü kapalı gol yapacağı pozisyonlardı ama Nijeryalının gücüne ve kuvvetine rağmen iki gol çıktı ortaya. 
Ayrıca Ertuğrul yere yatmadan bir maç oynadı diyebiliriz. Eşitliği sağlayan golü Monaco atmadı, Fenerbahçe yedi dersek Fransız takımının ismini ve hacmini tanımlamış olabiliriz. İkinci yarıda Monaco çok etkiliydi ama karşılarında muhteşem bir Salih Uçan vardı. Rakipleri karşısında yüksek teknik sunan bu genç delikanlı hepimizi büyüledi. O nedenle turun akıbeti ne olursa olsun dün akşam Şampiyonlar Ligi ön elemesi muhteşem bir oyuncuyla tanışmış oldu. 
Demek ki neymiş?..
Totti'nin yanında 1.5 sene geçirince adam seyrettikleriyle bile büyüyebiliyormuş. 
Bu sonuç tur için yeter mi bilmiyorum ama Potuk-Şen-Topal eklendiğinde bu Fenerbahçe'nin eğer girebilirse Şampiyonlar Ligi'nde çok büyük işler yapabileceğini görüyorum. 
Özetle; Salih'i hoşuma gitti ama Salih gibi bir oyuncumuzun doğum günü pastasını dün gece Kadıköy'de kesmekten dolayı çok mutlu olduğumu söylemek isterim… 

Maçın adamı: Tek kelimeyle Salih. Kırılma anı: Salih'in muhteşem kontrolü ve Wiel'e verdiği pas.