Du­yum­-u u­mu­mi­ye

A -
A +
Geç­ti­ği­miz haf­ta­yı "du­yum" söy­len­ti­le­riy­le ge­çir­dik. Du­yu­mun doğ­ru­lu­ğun­dan çok, du­yu­mu ki­min du­yur­du­ğu­na ka­fa­yı tak­mış o­la­rak ya­şa­dık bir­kaç gün. Ol­mak­ta o­lan­lar, be­nim Fut­bol Fe­de­ras­yo­nu­nun "şef­faf"lı­ğı­na o­lan gü­ve­ni­mi bir hay­li sars­tı. Ce­mal Ay­dın, tam ken­di­sin­den bek­le­di­ğim gi­bi dav­ran­dı a­ma Fut­bol Fe­de­ras­yo­nu hiç de ken­di­sin­den bek­le­me­di­ğim gi­bi dav­ran­dı. De­mek ki du­yu­mu du­yu­ran, du­yu­mun ken­di­sin­den da­ha ö­nem­liy­miş. Bu ka­rı­sı ta­ra­fın­dan al­da­tıl­dı­ğı ken­di­si­ne ih­bar e­di­len ki­şi­nin, ka­rı­sı­nın de­ğil ih­bar­cı­nın pe­şi­ne düş­me­si ka­dar boş­tur. Yan­lış yaz­ma­dım. Bi­le­rek tak­la at­tır­dım tam­la­ma­ya... "Şef­faf­lık" de­mek ar­ka­sı gö­rü­nen ve say­dam olan de­mek­tir. An­cak biz­de­ki an­la­mı "or­ta­dan toz ol­mak", üs­te çık­mak için ya­lan­dan esip gür­le­mek­le eş de­ğer­de­dir. Ser­ti med­ya üze­rin­den çık­mak, aba al­tın­dan so­pa gös­ter­mek gi­bi­dir. Hiç­bir ka­ra­rı ol­ma­dı­ğı hal­de "bir ka­ra­rı var­mış" gi­bi gö­rün­mek­tir. Ha­kem­le­ri­niz bal gi­bi et­ki al­tı­na alı­nır ve hat­ta kor­ku­tu­lur­ken kal­kıp, "her­ke­se eşit me­sa­fe­de" ol­du­ğu­nu söy­le­mek­tir. Say­gı­de­ğer in­san­la­rın ol­ma­sı ge­re­ken tri­bün­de­ki oli­gar­şi­yi, "ora­sı bi­zim ala­nı­mız de­ğil" di­ye gör­mez­den gel­mek­tir. Umu­mun duy­du­ğu­nu; "du­yum" ne­de­ni olan kay­na­ğı ara­ma­ya ça­lı­şa­rak za­man kay­bet­mek ile ge­çi­rip, du­yu­mun ken­di­si­ni ıs­ka­la­mak­tır. İki An­ka­ra ta­kı­mı­nın fer­ya­dı ay­nı haf­ta­da iki kez ay­nı ra­kip ile maç­la­rı ol­du­ğun­da or­ta­ya çı­kı­yor, iki­sin­de de mu­ha­tap ay­nı ve iki­sin­de de fer­yat eden­ler ce­za­lan­dı­rı­lıp, fer­yat et­ti­re­ne bu­la­şı­la­mı­yor. Bu­nun adı da "şef­faf­lık" ha... Ken­di­ni "mer­kez­de" sa­nıp, her­ke­sin si­zin et­ra­fı­nız­da eşit me­sa­fe­ler­de dön­dü­ğü­nü id­di­a eder­ken, ken­di­ni bir an­da mer­ke­zin et­ra­fın­da dö­nü­yor bul­mak­tır bu­nun adı... "Gİ­Bİ" YAP­MA, YAP!.. TFF Baş­ka­nı "bu yo­la baş koy­duk" gi­bi ha­ma­si, "Kim­se ba­na bas­kı ya­pa­maz" gi­bi fa­ra­zi söy­lem­ler­le işi ge­çiş­ti­ri­yor. "Gi­bi" ya­pı­yor... Öy­le de­ğil­se ve­rin ba­ka­lım ma­lum ye­re Cü­neyt Ça­kır'ı, Sel­çuk De­re­li'yi, Bü­lent Yıl­dı­rım'ı... Ve­rin de an­la­ya­lım "her­ke­se eşit me­sa­fe­de" ol­du­ğu­nu­zu... Siz­den ha­kem is­ten­mi­yor bel­ki ama is­ten­me­yen ha­kem­ler siz­den is­ten­miş ol­mu­yor mu? Ba­kın, siz on­la­rı de­ğiş­ti­re­me­di­niz ve on­lar si­zin ha­kem ata­ma sis­te­mi­ni­zi de­ğiş­ti­ri­ver­di. Haf­ta­lık ata­ma­ya dön­dü­nüz. Üs­te­lik sa­de­ce şim­di­lik... İki gün­den 7 gü­ne ta­şı­dı­nız ha­ke­mi as­lan­la­rın önü­ne at­ma­yı. Cu­mar­te­si ga­ze­te­le­ri: "Ba­na Fe­ner­bah­çe bas­kı ya­pa­maz" di­yor­su­nuz. Si­zin­ki, 7 yum­ruk­la kro­ki ol­muş­ken at­tı­ğı bir yum­ruk­la "ne bi­çim döv­düm ada­mı" di­yen pe­ri­şan bok­sör du­ru­mu... Ata­yın ba­ka­lım Ça­kır-De­re­li-Yıl­dı­rım üç­lü­sün­den bi­ri­ni ata­ya­bi­li­yor­sa­nız... Si­ze "ve­re­ce­ği­niz" ha­kem­ler de­ğil bel­ki, ama "ve­re­me­ye­ce­ği­niz" ha­kem­ler dik­te edi­li­yor da ha­be­ri­niz yok, siz her­ke­se "eşit me­sa­fe­de" du­rur­ken ve "şef­faf­mış gi­bi" dav­ra­nır­ken... TAŞLARI BAĞLAMAYIN ARTIK Siz ba­ri kö­pek­ler ser­best do­la­şır­ken taş­la­rı bağ­la­ma­yın... Du­yu­mu de­ğil, du­yu­mu ya­pa­nı ko­va­lar­sa­nız, taş­la­rı tut­muş, ama kö­pek­le­ri ser­best bı­rak­mış olur­su­nuz. Bil­gi­yi sız­dı­ra­nı araş­tı­rır­ken, bil­gi­yi de kur­ca­la­yın lüt­fen. Adam­ca­ğı­zın ata­na­ca­ğı­nı bek­le­di­ği ha­ke­mi ön­ce TFF ile gö­rü­şüp Lüt­fü Arı­bo­ğan'a bil­dir­di­ği doğ­ru de­ğil mi? Son­ra ne ol­du? Bil­gi doğ­ru çık­tı ve ha­ke­mi de­ğiş­tir­di­niz... Son­ra du­yu­mun pe­şi­ne düş­tü­nüz. Du­yu­mun gel­di­ği ye­ri ce­za ku­ru­lu­na ver­di­niz. Pe­ki doğ­ru çı­kan "du­yum" ne­de­niy­le hiç­bir yap­tı­rı­mı­nız yok mu? Me­lih Gök­çek'e "sı­fa­tın ye­ter­siz, ko­nuş­ma" di­ye­mi­yor­su­nuz... Ön­ce si­zi ara­mış olan ve hiç­bir kı­lı­nı­zın kı­mıl­da­ma­dı­ğı­nı fark edin­ce ha­ke­mi ara­yan Ce­mal Ay­dın'a, "Ne­den ha­ke­mi ara­dın" di­yor­su­nuz. Taş­la­rı bağ­lı­yor­su­nuz... Evi­ne hır­sız gi­ren adam, hır­sı­zın gi­re­ce­ği­ni en ya­kın ka­ra­ko­la hır­sız gir­me­den ön­ce ih­bar eder­se hır­sız mı suç­lu­dur, yok­sa ka­ra­kol yet­ki­li­le­ri mi? Ya da "hır­sı­zın gi­re­bi­le­ce­ği­ni" söy­le­yen bir kom­şu mu? Üs­te­lik, evi­ni­zin ya­tak oda­sın­da o hır­sı­zın yü­zü­nü gö­zü­nü kı­ra­cak­sı­nız ve hır­sız­dan da­ha çok ce­za ala­cak­sı­nız... Bu mu­dur "eşit me­sa­fe­li şef­faf­lık" Sa­yın Baş­kan?... >> Ko­şa­rak ge­len­ler var ­Be­şik­taş ve T­rab­zons­por'dan söz e­di­yo­rum. İ­yi oy­na­ma­dık­la­rı söy­le­ni­yor... O za­man, bu lig "kö­tü­ler" i­le "çok kö­tü­ler" a­ra­sın­da oy­na­nı­yor de­mek­tir. En a­zın­dan çok i­yi oy­na­ma­sa­lar bi­le "ko­şan" ve "yen­me­yi de­ne­yen" i­ki ta­kım zir­ve­ye o­tur­du. "Hız­lı yü­rü­yen" ra­kip­le­ri­ni ve "he­sap ya­pan" i­ki ya­ban­cı­yı ge­ri­de bı­rak­tı­lar. ­Ni­san a­yın­da a­çıl­mak ü­ze­re i­ki mek­tup al­dım. O­ku­ma­sı­nı bi­le­ne... >> B­re Nob­re!.. "Mert" ol­muş­ken, bir­den bi­re "Mar­ci­o" gi­bi dav­ra­nı­ver­din. ­Ha­ke­me yut­tur­ma­ya kal­kış­tı­ğın po­zis­yon­dan sa­rı kart­sız kur­tul­du­ğu­na şük­re­de­cek i­ken, ha­ke­mi a­te­şe at­mak i­çin kal­kıp pe­nal­tı ol­du­ğu­nu id­di­a et­tin. ­Sa­na ya­kış­ma­dı... ­Mil­li ta­kım­da oy­na­mak i­çin "mil­li" ka­rak­ter sa­hi­bi ol­ma­ya ö­nem ve­ren bir ho­ca var da Al­lah'tan, söy­le­min ne­de­niy­le u­za­ğın­da­sın i­şin... >> POST­-İT Sa­de­ce "i­ki ya­ban­cı" ho­ca­mız kal­dı e­li­miz­de... İ­ki­si de "ya­ban­cı" Türk fut­bo­lu­na... ­Yer­li ho­ca e­di­nen­ler ön­ler­de, ge­ri­den ge­len a­teş­li ta­kım­lar da yer­li ho­ca­la­rıy­la on­la­ra kök sök­tür­me­ye de­vam e­di­yor­lar. "Bi­zi ta­şı­ya­maz" de­di­ği­niz her Türk ho­ca pu­an cet­ve­lin­de siz­den ön­de de on­dan böy­le ko­nu­şu­yo­rum! >> Te­hir mi, ze­hir mi? ­Ge­çen yıl sa­lı gün­kü Le­ver­ku­sen ma­çı­na gi­der­ken kar­lı or­tam­da bir gün er­te­le­nen ma­çı i­çin er­te­le­me is­te­miş­ti, ver­me­miş­ti­niz. ­Bu yıl Ser­vet, Sab­ri, Ay­han, Ha­kan'lar 90 oy­na­mış... ­Me­i­ra, Por­te­kiz'den B­re­zil­ya'ya git­miş, oy­na­mış ve ak­tar­ma­lı dön­müş... ­Ke­well, Bir­le­şik A­rap E­mir­lik­le­ri'n­de 90 oy­na­mış... ­Ba­ros, Mal­ta'da 90 oy­na­mış... ­Hep­si de "ak­tar­ma­lı" dön­müş... İs­te­nen i­se "i­le­ri bir ta­rih" de­ğil, sa­de­ce "bir gün". Mu­rat Ak­ça bi­le 7 gün­de üç maç oy­na­tı­la­rak sa­kat­lan­mış ve re­vir­de ya­tı­yor. ­Bu da "e­şit me­sa­fe" ol­sa ge­rek... >> S-ÖZ "Sa­de­ce ken­di­ni dü­şü­nen bir a­dam, yu­mur­ta­la­rı­nı pi­şir­mek i­çin kom­şu­su­nun e­vi­ni a­te­şe ver­mek­ten çe­kin­me­ye­cek ka­dar teh­li­ke­li­dir." (F­ran­cis Ba­con) >> Ce­mal Ay­dın'a "Söy­le­di­ğin doğ­ru de­ğil" de­mek ye­ri­ne "Ne­den söy­le­din?" di­yen­ler, du­yum­dan do­yu­ma u­la­şan­la­rın ek­me­ği­ne yağ sür­me­ye de­vam e­di­yor­lar.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.