Artık "büyük" yenmeye iyice "acıkmış" bir Sivasspor'un dik duruşu ile, "büyüksem yenerim" mektubu elinde sahaya çıkan G.Saray'ın eksik duruşu arasında başladı maç. Soğuk makul, buz ayaza yenik düşmüş ve "bahanesi" kalmamıştı turu gömmenin... Maç hak ettiği hakemini de bulmuştu, çünkü böyle bir maça ancak bir "polis" atanırsa iki tarafa da haklarını okumadan "gözaltı" yapabilirdi. Maç ev sahibinin hızlı ve ateşli oyunu ama ikili temaslarda "güm pat pat" anlayışı ile aktı. Sivassspor daha iyi ama G.Saray önde. Rakip kaleye ilk ziyarette gelen ve Arda'yı "markalaştıran" golün "zeka-çabukluk-teknik" üçgeninden çıkan final vuruşu ile... Cevap sayısız organizasyonların birinden değil, Kamanan'ın "akıllara ziyan" vuruşundan geldi. Daha evvel bir kere denenmiş ve tutmamış olan Steau Bükreş maçının dizilişi bu kez zorunlu olarak bir daha denendi ve yine G.Saray'ın "yumuşak karnı" haline gelen Emre Güngör'lü kanat Sivasspor'a en az 4 kez öne geçme fırsatı verdi. Rakip kaleye bir kez gidip ilk yarıyı berabere bitiren G.Saray şükrederek tamamladı ilk yarıyı... İkinci yarıda pas trafiğini tedavi eden G.Saray kısırlı kadrosuna rağmen topu daha iyi dolaştırdı. Attığından daha garantisini de kaçırdı. Orta alanı rakibe kaptıran Bülent Uygun "madem top bende değil, bende uzun atarım" diyerek oyuna Balili'yi sürdü. Nonda'nın etkisiz oyunu ve Barış'ın tuhaf seçimleri dışında diğer isimler kapasitelerinin çok üstünde oynadı G.Saray'da. Ancak Steau maçının sorun olması üzerine alınan Serkan Kurtuluş'un niye kullanılmadığı da kafamda bir soru işareti olarak kalmadı değil. 90 dakikaya sığamadı iki zirve yarışçısı... Yani olması gereken oldu.. Böyle bir dengeyi ancak "lotarya" penaltılar çözebilirdi... Uzatmalara turşusu çıkmış oyuncuların çokluğu nedeniyle böyle düşünür olmuştum. Nitekim oraya doğru gitti dünün tadından yenmez mücadelesi. Tadı kaçmış uzatmanın ardından turu atlayan tarafı kutlamaktan başka yapacak bir şey yok; böyle bir çeyrek finalin parçası oldukları için... 90 dakika sonrasında eleştiri yapılacak bir şey kalmamıştı, çünkü ciğerden oynayan iki takımın olağanüstü mücadelesinde elenene de "yazık oldu" demek zorundayım. "Düm tek tek" diyerek geçtik çeyrek finali...