Dürüstlük pahalı bir mülktür ucuz insanlarda bulunmaz...

A -
A +

----------------- Göksel Gümüşdağ üzerine mi yazsam, Abdullah Avcı'daki isabeti mi işlesem... Odyakmaz'ın "Bir başkan benden maçı istedi" sözüne mi takılsam, yoksa Mehmet Yıldız'ın "Teşvik veriyorlar, alalım mı" sözüne mi dalsam? Eboue ve Melo'nun tahrikine mi göz atsam, yoksa Çarşı'nın güzellik ve çirkinliği aynı maça sığdırmasına mı ilgi göstersem? ----------------- Şu ana kadar çekilmiş ne kadar bilimkurgu filmi ve dizisi varsa, hepsinde de uzaylılar hep Amerika'ya inmiştir... Bu Amerikalıların dünyaya karşı bir sunumu ve pazarlaması değil midir?.. İnsanlığı neden hep onlar kurtarır? Amerikalı öfkelendi mi, önünde kimse duramaz imajı; planlı bir halkla ilişkiler hüneri değil midir? Dürüst müdür Amerikalı? Kafama takılan bir başka konu daha var; Neden futbolda bir başarısızlık oldu mu; hemen istifası istenen bir başkanın, diğer spor branşlarındaki başarısızlıklarda veya başarısızlıklarında hiçbir tepki görmemesi nedendir? Önemli olan insanın "ucuz" olmamasıdır. Ancak o zaman dürüstlük denilen pahalı kaftanı üstüne geçirebilir futbolumuzun acımasız aktörleri... İlkelilik ve ilkellik Arada oynayan bir tek "harfçik" var ve ne kadar yakın duruyorlar değil mi? Bazı insanlar bir meslek grubunda asla başarılı olamayacak kadar "dürüst" donanımdadırlar. Özellikle şu futbol alemimizde... Abdullah Avcı orası burası oynamadığı ve şu kirli alemin içinde katakullileri beceremeyeceği için; maalesef, başarılı olamayacak kadar dürüst ve ilkeli bir adamdır... Bursasporlu Turgay, asla daha yukarılara çıkamayacak kadar dürüst bir futbolcudur. Belki kendi camiası tarafından "ahmaklıkla" suçlanacak kadar ilkeli ve adam gibi davranmış ve adam gibi adam olan hocasından da destek görmüştür. Ne olurdu ki; hakem statükoyu çiğneyip onu kartsız geçebilseydi... Biz Emre, Volkan, ilk sıkıntıda hocasını dağıtacak Caner ve Uğur'u görmeyelim... Aykut hocanın zehri bırakıp kenara çekilmesini görmezden gelelim, sonra da bulabildiğimiz bir-iki dürüst futbol aktörünü sakız gibi çiğneyip tükürelim... Namertlik kazanır!.. Mı?.. Kazanmalı mı?.. Korumak içgüdüsüyle anında refleks gösterenler büyük ekranların büyük para kazananları oluyor... Dürüst adamlar ise hak ile yeksan... Hiddink'in "az emek çok yemek" ile tarumar ettiği Türk futbolunu onun tekne kirası kadar para kazanacak olan Abdullah Avcı nasıl düzeltecek? Bizim de "hatamız" var!.. Bu bölümü iğneyi kendimize batırdığımızı göstermek için aldım buraya. Takipçilerimiz bizi beslemeye devam ediyor çok şükür... Alıntılar Halit Öztürk'ün arşivindendir. Spor spikerlerinden incilere kendimden başlayayım: Ümit Aktan: "Yapma be Nielsen yapma! Sen hakemsen ben de Boğaz Köprüsünü yapan mühendisim!" (2 Aralık 2003 Galatasaray-Juventus maçı) Bülent Karpat: "Evet sayın seyirciler, Hakan yükseliyor kafayı vuruyor ama direğin az farkla yanından gollllll!" Bülent Karpat: "Tugay vurursa gol olur, vuruyoooor, aut!.." Bülent Karpat: "Evet sayın seyirciler, elin zencisi, elin Arap'ı hat-trick yapıyor, bizim Hakan'ımız, bizim Oktay'ımız uyuyor" (Oliviera'nın hat-trick yaptığı Belçika-Türkiye maçı) İlker Yasin: "Maçın bitmesine 20 dakika kalmasına 10 dakika var. Artık karşılaşmanın son anları... Heyecan dorukta... Bayraklarınız hazır mı? Arabalarınız kapıda mı? Orhan Ayhan: "Evet sayın seyirciler maç başladı. Bu arada İsviçreli hakem aynı Tarzan'a benziyor... Gençliğimizde Tarzan'ın filmlerinde başrol oynayan artistin aynı gençliği... Vallahi çok yakışıklı..." Orhan Ayhan: "Evet orda bir faul var galiba sevgili dinleyenler... Şu anda tam olarak göremiyorum. Yani sevgili dinleyenler, bize de bu statlarda anlatım için o kadar kötü yerler veriyorlar ki, kıyıda köşede... Biz de burada görevimizi yapıyoruz. Mesela şu anda karşımda oldukça heybetli bir bayan var, yani sahayı tam olarak görmem mümkün değil..." (Beşiktaş-Antalyaspor maçı) Orhan Ayhan: "Taffarel degajı yaptı şööyle uzunca bir vuruş. Bu bana eski maçları hatırlattı, böyle topu havalara dikmek bayağı önemliydi... Tabii o zamanlar böyle çim sahalar yoktu, sahalar çamur deryasına dönerdi... Bu arada Saffet ve gol!" (Galatasaray - İstanbulspor maçı) Orhan Ayhan: "Evet, Sayın dinleyenler Galatasaray, ligde, birinciyle üçüncü arasında ikinci sırada." S-ÖZ: (Aristo) "Bu ülkede pilavdan dönenin kaşığı kırılmak bir yana, pilav üstü döneri oluyor..." Her diktatör iyi bir hatiptir. Toplum karşısında çok iyi ve etkileyici cümleler kurar. Ama nedense bunlar hep, 'DEVRİK" cümleler olmuştur...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.