Duvara asılmış elekler

Bütün bir maçın teknik analize benzer tek sözcüğü son 5 dakika hariç "atanın alacağı" bir maç gibi oynanmasında gizliydi. Bu maçın teknik analizi dünyanın en zor işlerinden biri olsa gerek. Bir büyüğün duvara asılmış eleklerinin içinden elenmiş un toplayıp, ondan lezzetli bir şeyler nasıl yapılabilirdi ki?.. Biri can havlinde. Rakibinin durumunu şans bellemiş ama toptan gidemiyor o rakibin üstüne. Gitse bile indirecek mecali yok. Öteki ikinci yarı ile gelecek sezonun planlamasının arasında bir yerlere sıkışıp kalmış da "kararsız" oynuyor. Ev sahibinden çekingen bir diziliş ve oyun planı izledik, golü yiyene kadar. Misafirden ise tuhaf bir diziliş ve hasretle beklenen ara tatili kıvamında bir oyun. Gole meyli yoktu ki; iki takımın da golü olsun. Gole kadar olan bölüm için teknik analize benzer tek sözcük şu olabilir: Biraz ayıp olacak ama "kol kola düşecek" iki takımın maçı gibi bir karşılaşmaydı. Bütün meseleyi, bir sağ ayak içi plasesi özetleyiverdi. Burada da iki çift sözüm var; maliyeti sıfır olan pırıl pırıl ve gencecik bir delikanlı çok yüksek maliyetli Pino'nun asla yapamayacağı tek vuruşu, yani en çok ihtiyaç duyulan o gol vuruşunu yaptı ve işi bitirdi. Hoş geldin Anıl! Biten işin en ilginç yanı, gol olduğunda ilk asisti Neill'in ikincisinin de Hakan Balta'nın yaptığı sırada takımın diğer orta saha ve hücumcularının ne yaptığı sorusuydu. Biraz tuhaf değil mi? Golden sonra Aydın daha kolayını yapamadı. Neticede biraz daha zaman olsa yeni bir sıkıntı başlayacaktı. Demek ki, bir hafta önce Pino'yu cezalı duruma düşüren G.Birliği maçının hakemine şükretmesi gerekiyor, G.Saray'ın. Son söz; Uzatmadaki kapışma, maçın başındaki çiçekli karşılamalara hiç yakışmadı ve hakem de dağıldığı anda şükretsin ki, maç bitti. Demek ki, ortada bir top varsa dostluk gösterilerinin hepsi yalan.