El Spasstico...

A -
A +

Maçın başlama noktasına topu koydukları anda sahada 250 milyon euro vardı. Ancak topu dürttükten sonrası hiç de öyle değildi... Koca maçın en kıymetli varlığı, hafta içinde Almanya-Hollanda maçını yönetip, bu hafta Manchester United-Benfica maçına giderken Türkiye'ye uğrayıp derbilerin derbisini yöneten hakemimiz Cüneyt Çakır değil miydi?. Bunda bir tuhaflık yok mu sizce?.. Ya maç?.. Kaliteli olmadan "çata çat" başladı. Bundan nasibini fazlasıyla alan da kritik bölgelerdeki oyuncularının sarıya bulanması nedeniyle; Galatasaray oldu. Hatta hastaneye "sevk kağıdı" alan oyuncu sayısı kanıtlar bu söylediğimi. Q7 - Eboue ile kapatıldığı gibi Semih de sağ stoper oynayınca uzun süre sallama ortalar dışında Beşiktaş'a pozisyon vermediler. Sadece kendisine tanınan özgürlüğü fazlasıyla kullanan Q7'nin ortaya kat ettiğinde aradığı şutlar gol umudu üretti, Almeida ise o umudu direkte tüketti... Bir sorun da orta alana kadar rahatlıkla çıkabilen Egemen ve Sivok'u, Elmander ve Kazım'ın hiç rahatsız edememeleriydi. Devre sonlarına doğru Ayhan, Engin ve Kazım iyice silindiler oyundan... İkinci yarıda takımın öndeki savunmasına hiç katkısı olmayan Ayhan'ın yerine Sabri'nin hareketli dinamizmini denedi Fatih Terim. O da kısa sürede elinde kalınca çareyi Riera'da aradı. Sonlara doğru geldiğimizde çok pozisyon var ama hiç birisi "proje atak" sonucu değil, çoğu öylesine ve tesadüfler sonucu... Sonuçta söylenecek söz "iyi mücadele ettik" olabilir ama benim derdim oynanan futbolun kalitesi ile ilgilidir. Hele önüme 250 milyon euro değerinde bir esami listesi verildiyse... UYURGEZER FUTBOL! Eğer onlarınki futbol ise bizimki ne?.. Onlar hızlı düşünüp uyguluyorsa, biz niye uykuda gezer gibiyiz... Onların ki "El Classico" ise bizim ki ne?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.