G.Saray'ın F.Bahçe galibiyeti ardından en "ağırlıklı" maçına çıkacağını biliyordum. Beklentilerim size belki sıradan gelebilir. Cihan 'ın arkasına saldıracak bir Timuçin ve ne zaman G.Saray forması görse gole adını yazdıran Ersen Martin 'den büyük tehlikeler bekliyordum. Aynı şekilde, "Daum gibi korkmayan" bir Giray Bulak 'tan "özel içerikli" bir plân da bekliyordum. Ömer Rıza 'dan sprintler, Song ile Tomas 'ın arasına hareketlenmeler bekliyordum. Ancak maç oynandığı sürece Hasan Şaş 'ın yine "tavuk kovalayan" forvet görüntüsü içinde olduğunu görünce, maçın Hasan 'ın verebilecekleri kadarına mahkum olduklarını anladım. Ayrıca Hagi 'nin bir kez daha "standart hoca" olmayı aşamadığını gördüm. Farklı hiçbir şey üretmeyen, ne yapacağı önceden kestirilebilen bir kadro ve maç taktiğiyle karşılaştım. "Büyük hoca" manzarasını bana bir türlü veremeyen Hagi, "etken" üretim düşünemediğinden maçın büyük bir kısmını "edilgen" olarak oynadı. Güven, Ersen, Ömer Rıza alan değiştirerek sarı-kırmızılı savunmayı silkeledi ve Song - Tomas ikilisini bir hayli yıprattı. Aslında kazanmak için bir plânı olmayan Hagi, maç eşit gittiyse bunu Mondragon 'a borçludur. İkinci yarıya Ersen Martin ve Ömer Rıza 'yla Song - Tomas ikilisinin oluşturduğu ve son yarım saatte Bülent 'in de buna katıldığı "ahbap çavuşlar triosuna" Nobre - Tuncay - Alex üçlüsüne ders verir gibi yeni hamleler gördüm. Üstelik Giray hoca G.Saray orta alanına da baskı yapıyordu. Ancak son yarım saatteki "nafile tempo" ve koşuşturmadan öteye geçmeyen baskı, G.Saray'a bu çok önemli maçı kazandıracak nitelikte değildi. Bu kaybın içinden çıkarttığım bir sonuç var: Hasan Şaş 'a birilerinin "bu senin topun değil, maçın topu" demediği sürece G.Saray'ın maç kazanması mümkün değil. Hani dün geceki maçı seyrederken biraz vicdansız olsam, Fener derbisini kazanan G.Saray bu galibiyetini Hasan 'ın sakatlanıp çıkmasına borçlu diyeceğim. Maçın dışındaki gözlemim ise bu sezon oynanan ligi büyük maç kazananların değil, kötü oynanan maçı kazananların şavullayıp götüreceği şeklindedir. Bunda da G.Saray bir adım geridedir. Yani özetle keşke Fener'i yenmeyip, Denizli'yi yenseydi de fark aynı olsaydı yorumuna ulaşmış bulunuyorum.