Küfrü beyan edilen ve görüntüden de okunabilenler sahalarda, küfürsüz rapor nedeniyle hoca dışarıda. Taş tutuklu ama esas vahşet tahkimden maruzatlı... Bu durum maçı etkiler mi derken; Terim karşımıza belki de Schalke rövanşı provası nedeniyle, belki de zorunluluktan, tamamı yerli bir savunma ve iki forvetini de kanada atarak başladı. Çünkü Sneijder'i forvetin hemen arkasında kullanmak projesi uygulanacaktı bu deplasmanda. Uzun süre Alper ve Erkan oldukça özgür bırakıldı ve hiç rahatsız edilmeden üstünlük kurdular rakip yarı alanda. Galatasaray ise topu kapmak için koşuşturuyordu ve her kaptığında da hemen kayba zorlanıyordu. Gol yememe nedeni sadece tek başına Muslera oldu ilk yarıda. Bu arada gücünün üstünde oynayan ve her bir ferdinin kendini aşmaya çalıştığı Eskişehirspor takımında Servet'in üst baldır lifinin atması ve Erkan'ın kasık zorlanması gibi sıkıntılar da kondisyon farkını gösterdi. Özetle maça Eskişehirspor başladı ama devreyi Galatasaray bitirdi... İkinci yarıya Eskişehirspor hızlı oyunla telaşı birbirine katarak başladı. Denge son dilimde geldi. Rakip kaleyi hiç tehdit edemeyen Galatasaray'ın önde oynayanları, geride oynayanların anormal ter döktüğü maçı kilitlemeyi başardı. Ancak bunun; iki puan kaybı mı yoksa bir puan kazancı mı olduğu lig boyunca tartışılacak bir gerçek olarak ortaya çıktı. Özetle topu verip pozisyon vermemeyi tercih eden Galatasaray; ligin en zorlu deplasmanlarından birinde bir puan almayı başarmıştır. Üstelik bir şey oynamadan ve kalecisi sayesinde... Bu akşam oynanacak maç öncesinde de en yakın rakibinden 7 puan öne geçmiştir... PFDK ve TAHKİM'e rağmen...