Galatasaray takımına, takım olarak stent takacağım da...
Gerçi takımın yarısına anjiyo da gerekiyor. Hatta birkaç kişiye açık kalp amaliyatı şart.
Burak için kalp nakli gerekiyor.
Sayın Başkanın da damarları zaten tıkalı...
Mancini, Ersun Yanal'ın hasta yatağındayken bile düşünüp çare üretebileceği bir kadro ve oyun planı sürdü sahaya. Zaten bütün faktörler eksi veriyordu G.Saray için. F.Bahçe tam tersine artılarla donatılmıştı. G.Saray'ın tutunacak tek dalı "Derbilerin sonucu belli olmaz" geyiği idi ve onun dışında hiçbir şeyi yoktu.
Bir kere böyle bir maçın bütün planlarını rakibi bozmak, önlemek ve savunmak üzerine yapıp, tuhaf bir penaltıyla bir gol de geri düşünce, bu kadronun asla yapamayacağı hücum üzerine planlar geliştireceksiniz. Takımın ruhuna Kopenhag'dan dönen uçaktan beri savunma enjekte edilmiş ama elinizdekiler hücumcu...
Yani anlayacağınız Mancini'nin işi zor be...
Drogba'nın 60 dakika direnebilen ve iki kanada da giden üstelik savunmaya da gelebilen oyun anlayışı, 36 yaşına göre biraz fazlaydı.
Ya Burak?...
Onun için artık söyleyebileceğim çok az şey kaldı.
Gelelim F.Bahçe'ye...
Bildiğini, iyi yaptığını, taktik faullerle süsleyerek doğruları yan yana getirdi ve lig tarihinde ilk defa ligin üçte biri olmadan puan farkını 9'a çıkardı. Böyle giderse bu farkın açılacağı da kesindir.
Özetle; kazanmak için hiçbir şey yapmayan, yapmaya çalıştığı her şeyi de kaybetmemek için yapan bu G.Saray'ın mimarı artık gönül rahatlağı ile maç konuşması yapan Sayın Başkan ve her telefona geri dönen Sinyor Mancini'dir.
KIRILMA ANI
O kadar çok kırıldı ki...