Fevkaladenin fevkinde

Bu G,Saray'ın neresini övsem bilemiyorum. Sürekli eleştirdiğimiz her şeyin doğru yapıldığı bir maçta, galibiyeti muhteşem bir futbolla ve hak ederek aldılar. Tam saha gidip gelen ve yardımlaşmanın en güzel örneklerini veren bir takım. Bu sezon bir - iki kere nasip olan bu kadar güzel bir oyun, çatır çatır giden bir maçın "hükmeden" tarafı olan G.Saray, gözlerimizi süsledi. Maçın ilk yarım saatinde bol bol korner attı. Necati'nin çabukluğundan bir penaltı üretti. Ümit Karan'ın hasret kaldığımız tek vuruşuyla golü buldu. "Pozisyon vermeden pozisyon almak" karakterinde pek yoktu G.Saray'ın ama dün akşamın nihayet "kendini aşmış" on bir oyuncusu bunu da gösterdi. Tepeden tırnağa futbol giyinen G.Saray, "fevkaladenin fevkinde" işler yaptı ve ilk yarıyı önde kapadı. İkinci yarıda iyice anlaşıldı ki, "Cumaymış, deplasmanmış, rakip Gençlermiş" filan dinlemeden 8 - 10 pas üst üste yapıp, her iki kanattan saldırdılar ve görünen o ki durum "fevkaladenin fevkinde..." Toplu gidiş toplu gelişler 4 - 5 yıl öncesi gibi. Üstelik top da yere iniyor. G.Birliği ne yapsın?.. Sert yapıyor olmuyor, uzun deniyor yine olmuyor, baskı, kontra filan nafile bu Cimbom'a. Mehmet Çakır'a ise "sprint" atacak mesafe bırakmayan defans olayı çözmüş zaten. Dün gece Ankara'da herkes; er'di, hamaldı, ameleydi. Erbaş yoktu dünkü G.Saray'da. Hasan Şaş, Emre Aşık, Ayhan ve Sabri'yi çok beğendim ama Necati'yi de çok bekledim. İşte bu be kardeşim... Sen bu'sun... Yenilen gol ise Gerets'in gururla izlediği takımına zevk sarhoşluğundan olsa gerek, müdahale etmekte tereddütlü davranmasından kaynaklandı. Mesela, "1 - 2 aç adamını" kullanabilirdi son çeyreğe girmeden. Aslında dün gece bütün takım "başarıya aç adamlar" gibi "fevkaladenin fevkinde" oynadılar.