Futbol bir spor dalı değilmiş...

A -
A +
Bütün ve ne kadar varsa tüm çirkinliklerin söylendiği ve sergilendiği bir dünyada; bulduk bir centilmen ve abartıyoruz, "canım siz de amma abartıyorsunuz" diyenler bile çıkıyor. Semih Kaya, bize insan olduğumuzu hatırlattı henüz 22 yaşında bir çocuk olarak...
Bir "Baba Hakkı" varmış...Yetişemedim...Kendi oyuncusunu rakibe tekme attığı için azarlamış...Bir Galatasaraylı kaptan, Fenerbahçe sakatlardan takım çıkartamaz duruma gelince; haber göndermiş "oynamayalım, sakatlarınız geçince oynarız" diye...
Hayatında bir kez oyundan atılan Metin Oktay çıkmış da onun atılmasına neden olan tekmenin sahibi Yılmaz Şen; kalkmış gitmiş rakip soyunma odasına ve ağlayarak af dilemiş...
Can Bartu ile Metin Oktay herkesin hayali gerçek olsun diye birbirlerinin formasını giyip 10 dakika oynamışlar kendi takımlarına karşı...
Başkaaa... Başkaaa...
Ne kadar az değil mi 110'ar yıllık camiaların tarihinde...
Bulamıyoruz gerisini...
Yaşı yetmiş olanlar birkaç örnek daha ekleyebilirler belki; ama o kadar...
Bir kandırmacalar oyunu içinden cımbızla arıyoruz beyefendileri...
Eeeee...
Fötr şapkalı ve iyi giyimli eşini almış da maça gelmiş seyirci mi kaldı ki, sahada "efendiler" oynuyor olsun...
Futbol bir spor dalı olmaktan çoktan çıkartılmıştı, içinden bir gıdım insanlık fışkırdı ve dört elle sarılmamız gerekiyor Semih Kaya'nın sunduğu güzelliğe...
Cüneyt Çakır-Semih Kaya işbirliğidir onlarca yıldan sonra bulup çıkartabildiğimiz tek güzellik...

Maç oynanırken Emre'nin görüntüsü üstelik rakip karşısında iken görüntüye gelmemeli denince yayıncı kuruluşa, maç bittikten sonra Melo'nun rakip olmadan yaptığı edepsizlik hemen görüntüye getirildi... Laser tutan adam da anında görüntüde.

Filmin kötü adamları...
Melo...
Emre ve Egemen...
Akşam altıda değil de sabah altıda maça hazırlanan Fernandes...
Basın sözcüsü Volkan ve Sabri.
Gaddarlığı diline vuran sokak çocuğu Oğuzhan...
Her bir müdahalesi adli bir vaka olan Meireles...
Zokora filan...
Silelim bu adamları hayatımızdan, tiyatro bileti alalım maça giderken. Bitince alkışlayalım ve eve dönelim.
Tercih eder misiniz?..
Hele hele Şükrü Ergun, Mahmut Uslu ve benzerleri olmasa ne tadı kalır futbolun ne de tuzu...
Bizimkisi biraz fazla acılı ama bizimkisi bizim neticede...

S-ÖZ: 
"Bir insanı bulunduğu mevkiyle değil, göz koyduğu mevkiyle ölçmelisiniz..."
Leo Tolstoy

Herkes şikayetçi. Hiç kimse mutlu ve memnun değil. İkinci olmak sondan ikinci olmakla eş değermiş gibi yaşayıp gidiyoruz...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.