Futbol tecavüze uğruyor
19 Şubat 2014 01:00
Geçen haftayı 'ne biçim penaltıydı ama hakem vermedi' diyerek geçirenler, şimdi 'ne biçim kırmızı vardı ama vermedi, küfrü bile duymazdan geldi' diyemiyor. Yine getirdik koca dünyayı bir küçücük düdüğün içindeki nohut tanesinin içine koyduk...
Futbol tecavüze uğruyor ve 'sığınma evi' bile yok...Taciz diz boyu...Saçından tutulup sürüklenen kulüplerin sesi bile çıkmıyor, çıkanı da duymazdan geliyorlar, ama filler tepişmeye devam ediyor.
Kayserispor'un verilmeyen penaltısı en az Fenerbahçe'nin verilmeyeni kadar ağır değil mi?
Beşiktaş'ın kırmızı kart görüp bir devreyi bir eksik oynaması, neden kazanılan bir maçın gölgesinde kalsın?
Ya Kasımpaşa'nın zararı?
Biri Antalya'da adam gibi bir hakemle ligi bırakabiliyor, diğeri ise kendi evinde hakemi ele geçirerek galip geliyor ve ortalık süt liman.
'Hakem insandır, hata yapabilir; ama benim lehime olursa...'
'Durumdan menfaat çıkartmak' bir yöneticilik başarısı sayıldığına göre; bunu elde edenler şimdi de aynı yoldan yarıştıkları rakipleri 'bir şeyler elde etmesin' diye önlem alıyorlar.
Hele de 'Lig TV'den son şikâyet edecek camia olan Fenerbahçe'nin' şikâyet ediyor olması ve küfür edilmesine değil bunun görüntüsünün verilmesine olan tepkisini anlamak mümkün değildir.
Durumdan vazife çıkaranların bolluğunda, durumdan menfaat çıkartanların sık rastlanır bir 'beceri' olduğunu yaşıyoruz.
Mayısın sonlarına kadar da yaşayacağız...
Kendimizi hazırlayalım buna...
Futbol oyunumuza tecavüz edildi, hala daha ediliyor ve bizim bundan zevk almamız isteniyor.
Hadi oradan be!..
Kumarhane sahibi gibi 'büyük oyuncuya krediler vererek' ve 'sıradan müşterileri de yolarak' bu futbolu idare etmeye kalkan ve bugüne kadar ve buralara kadar getiren Türkiye Futbol Federasyonu'nu Allah başımızdan eksik etmesin !..
İyi ki varlar...
İyi ki adaletliler...
İyi ki tarafsızlar...
Kurguladıkları şekilde yürüyen işler nedeniyle mutluluk saçıyorlar etrafa...
Yıldırım Demirören olmasa biz ne yapardık acaba?
Emre Neron Belözoğlu
Sen kalk son yılların en muhteşem plasesi ile tarihe geçecek bir gol at, sonra da rakip kulübeye ettiğin 'galiz' küfürle hatırlan.
Bunu ancak Roma'ya yaptırdığı ilk kanalizasyon sistemi nedeniyle değil, yakmaya kalkıp sonra da lir çalmasıyla hatırlanan Neron becerebilirdi.
Rakibine 'pis zenci' diyen, 'kafa kesme' hareketi ayan beyan afişe olmuş, mahkemelik olduğu kulübeye analı avratlı söven biri nasıl olur da bu kadar özel bir gol atmış olabilir.
Öyle bir gol; futbolun adaleti olsaydı, o gece Alper Potuk'un hakkıydı.
Hem de anasının ak sütü gibi...
Ama bizler Bruno Alves'in ve Emre Belözoğlu'nun peşinde kirlenip gidiyoruz maalesef...
S-ÖZ:
'Hayat merdivenlerini çıkarken insanlara iyi davran, çünkü inerken onlara rastlayacaksın...' Cenap Şahabettin
Bir hafta boyunca 'manipülatif' tüm açıklamaları dibine kadar yapanlar,
bu tür açıklamalarla bir yere varılamayacağını, amaca ulaşır ulaşmaz ve hemen; sitelerinden açıkladılar.