Tekrar ligin içine dalmadan benim de kendime göre bir sezonun ilk dilimi hakkında fikirlerim ve sayısal bazı dökümlerim var. İzninizle onları paylaşmak istiyorum. Tam ortası aslında haftaya bitmiş olacak ama olsun...
… Hakkını teslim edelim.
‘Bir sabah uyanıp herkesin aynı ırktan, aynı renkten ve aynı dinden olduğunu görsek, öğle vakti gelmeden ön yargılı olmak için acilen ve yepyeni bir başka neden bulurduk…’
George Aiken demiş...
Biz bir sabah erkenden uyanıp birden bire herkesin rakibini sevdiği, aynı takımı tutar gibi rakibinin güzel bir hareketine alkış tuttuğunu görsek, daha öğle olmadan birbirimize girebilmek için yepyeni bir neden oluştururduk...
Bunu da Ümit Aktan demiş...
Hemen ayrışır ve başlardık ‘benim transferim senin transferini döver’ kabilinden birbirimize girmeye...
Başta şunda anlaşmamız gerekir ki; insanlık tarihinin en büyük keşfi ‘Fermuar’ ve ‘Şemsiye’dir. Çünkü hâlâ daha geliştirilememiş ve ilk bulunduğu gibi kullanılan ve her türlü şekilde hayatı kolaylaştıran iki keşiftir...
Üçüncüsü ise kesinlikle ‘futbol’ olmalı...
Geliştirmeye ve değiştirmeye hatta dönüştürmeye çalışanların ayaklarına dolaşan, saf ve ilkel haliyle çok daha fazla zevk verebilen bir oyundur...
Sevimli bir oyuncaktır...
Charles Goodyear’in ilk kez ‘şişirebilen ve zıplayabilen’ futbol topunun babası olduğu günden beri de kitlelerin en büyük eğlencesidir...
İLK YARININ ELEKTROSU
16 haftada sadece 14 futbolcu bütün maçlarda ve 90 dakikanın tamamında oynamış…
396 futbolcu forma giyebilmiş muhtelif sürelerde ve sadece 14’ü son düdükte sahada kalabilmiş ve bu ön dördün yedisi kaleciler olmuş...
Teknik adamların gözdeleri kaleciler yani...
Gençlerbirliği’nde kim gelirse gelsin; İbrahim Üzülmez, Ümit Özat; Ahmet Çalık ve Kaleci Johannes Hopf’tan vazgeçememiş ve her maçta oynatmışlar...
Ali Palabıyık 66 sarı, 10 kırmızı ile zirveye otururken, Ümit Öztürk 6 penaltı çalarak çıtayı yükseltmiş…
Numan Çürüksu, Caner Osmanpaşa, Ondrej Celutska, Titi, Latovlevici, Aziz Behich, ünlenemeden ve sansasyonel olamadan birer istikrar abidesi olmuşlar...
Bir önerim var
Acilen Göztepe- Karşıyaka maçı oynansın istiyorum...
Giriş 10 lira olsun istiyorum...
Stat dolsun istiyorum...
Kol kola çıksınlar istiyorum...
Sarmaş dolaş bitirsinler istiyorum...
Taraftarlar iç içe otursun istiyorum…
O gün ve geliri tamamen İzmir’in kahramanı ‘şehit Fethi’ polisimize armağan edilsin ve geliri de ailesine takdim edilsin istiyorum...
Çok şey mi istiyorum?..
POST-İT
Lig yarışı…
Nokta hedefe atış yapan Başakşehir’i ancak kadrosunu erken takviye eden Beşiktaş zorlar ve ikisini de ‘tık nefes’ edebilirse Fenerbahçe aralarına girebilir veya öne geçebilir…
Galatasaray’ı ise ancak UEFA’ya gidebilecek bir konumda görüyorum. Benim; henüz tam ortası olmamış lig için öngörüm budur...
S-ÖZ:
“Yalnızca kültürlü insanlar öğrenmeyi sever, cahiller ise ‘ders’ vermeyi tercih eder.” Albert Camus