Bu takıma saygı duymayan çarpılır!.. Anlı şanlı ve İspanya Ligi'nin tepesini kovalayan, ayrıca Beşiktaş'ı orada burada yenmiş Valencia'dan söz etmiyorum, G.Birliği'nden söz ediyorum. Ersun Yanal'ın askerleri kendi topunu kabul ettirip, oyunun iki yönünü de ders verir gibi oynadı. Esas G.Birliği'ne saygı duymayan çarpılır!.. Youla'nın patlayan sprintleri, Skoko'nun topla vals yapabilen tekniği, Mustafa'nın Sissoko'yu delirten mücadelesi, El Saka ve Erkan'ın zamanlama harikaları başlı başına birer silah. Ama silahlarını mükemmel bir planlamayla kullanmak tam bir sanat. Ersun Yanal oyun içinde birdenbire yön ve vites değişiklikleri yapabilen takımıyla kupanın favorisine ders veren bir general gibi ışıldadı. Ayala'yı yerinden çıkartıp oraya saldırmak, Angulo'yu tehlike konisine giremeden imhâ etmek onun stratejik planıydı. Bunu da başarıyla uyguladı. Geri düşünce Valencia tekme tokat, Gençler ise devamlı tepeden tırnağa futbol... Nitekim Sissoko, "sirkte motosiklete binebilen" bir ayı gibi tamamlayabildi ilk yarıyı. İkinci yarıya adam gibi futbol oynamadan "alan da gaçan mı?" yapamayacağını anlayan İspanyollar öne çıkıp kalabalık gelmeye başladı. Arkayı açma pahasına üstelik... Valencia'nın hocası Manuel Benitez'in, "Şu Beşiktaş'ı yere göğe sığdıramıyorlardı ve o takım buranın şampiyonuydu. Peki bu ne?" diye kendi kendine sorduğu dakikalarda boşalttığı gerisine ataklar yedi. Bastıran Valencia ama defansında "uygunsuz durumda" yakalanan da Valencia. Sıfır hata ile maçı tamamlayan Botonjiç ve Erkan'ı diğerlerinden biraz ayırıyorum ve G.Birliği'nin İngiliz, Portekiz ve İtalyan'dan sonra bir de İspanyol devirmek için ikinci golü İspanya'ya bıraktığına inanıyorum. Bundan sonra kimse kusura bakmasın Türkiye Ligi'nde artık taraf tutuyorum. Bundan böyle İstanbulsporlu ve Gençlerbirliğili'yim.