Geri dönemediler...

A -
A +

Bazı oyuncu tipleri vardır, hata onlara yakışır. Birkaç hata yapsa bile sonra beklenmedik bir iyi eylem yapar ve maçın gidişini değiştirebilir. Mesela Necati, mesela Umut... Riera ise asla onlardan biri değil, nitekim devre biterken "canlı bomba" alametleri bile verdi. Braga ve Ordu modellerini seçen Eskişehirspor, kontralarda o kadar başarılı değildi ama alan markajını uygulayan her takımın Galatasaray'a "mebzul miktarın altında" pozisyon vereceğini üçüncü maçtır kanıtladı. Keman "stradivarius" ama çalan fasıl heyeti kemancısı... Devre biterken akordu iyice bozulan Galatasaray, "iki buçuk maçtır gol atamayan" bir kısırlığın tedavisini soyunma odasına taşıdı. Üstelik başta söylediğim gibi "hataların yakıştığı" oyuncular sınıfına geçtiğini kanıtlar kabilinden... Son yarım saate girerken hafiften pres gösterileri ve "hızlı hücum" isteği ortaya çıkmıştı ve son haftaların gazını Burak alıverdi. Hem de "kontrol - dönüş - vuruş" üçlemesini uzun zamandır ilk defa yaparak. Sonra da açılan rakibin arkasındaki boş arazilere saldırdı G.Saray. Gol sonrası tam bir futbol gecesi şovuna döndü. Açılan Eskişehirspor oynamak isteğini sahaya döktü. Ama Amrabat ve Burak'ın mutlak gol şansları ile tabelayı iki farka taşıyamamaları, son dakikalar için alarm verdi. Nitekim Muslera'nın tek başına üç kere kurtardığı bir gol, dördüncü vuruşta ağlara gitti ve G.Saray atamadıklarının bedelini çok ağır ödemiş oldu. Emre Çolak'ın pırıl pırıl parladığı gece, özetle futbola doyuran iki teknik adamın dama gibi başlayıp satranç gibi biten bir maçını yaşattı bana.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.