Tam beklediğim futbolu buldum. Uzunu da, kısayı da, yerdeni de, havadanı da, mükemmel bir süratte oynayan iki takımın mücadelesi vardı sahada. Sertlikse sertlik, çatır çatır ve kemik sesleri arasında. Sık sık: kendimi Old Trafford'da veya Anfield Road'da filan sandım. Dereli de maçı bırakıyor akışına ve ben 15 dakika olmuş, daha klavyeye dokunamamışım. Gözümü ayıramıyorum ki sahanın içinden... İyi ki; öyle yapmışım ki, ölmeden Sabri'nin sıktığı muhteşem şutu görebildim. Anlatmayla olacak gibi değildi 55 numaranın golü. İvankov'un gözünü çıkardı ve iğne deliğinden geçirdi topu. Sabri'den yaklaşık 2 sezondur bu şutu bekliyorduk. Sonra şelale gibi akmaya başladı G.Saray, tam sahaya yayılan rakibi karşısında. İki kanat mükemmel çalışıyordu ve Kayserispor henüz Aykut'la tanışmamıştı. Bu tanışma biraz uzaktan da olsa 27 dakika bekledi. İyi savunan G.Saray, kontra çıkma alışkanlığı olmadığından net şansları kullanamadı. Bu arada çok istekli bir gece yaşayan Lincoln'ün bir türlü dikey kalamadığını, hep çimlerle öpüşmek zorunda kaldığının altını da çizelim. Baskı, tek vurduğu zaman en iyisi olan Ümit Karan'ın önüne gelen ve tek de vuran golcünün golüyle ikinciyi getirdi. Kayserispor oynamaya çalıştığı, yenmeye çalıştığı için yeniliyordu... Açık oynayan, içeri gömülmeyen, topunu mertçe oynayan rakiplere karşı G.Saray'ın konuşan silahları var ve maçı kolayca kopartabiliyor. İçeri gömülen, taca, kuşa vuranlar ise bir tane kıstırıp maçı bile alabiliyor. Dün gece de, rakibi futbolun olağan gereklerini iki forvetle gol arayarak ve orta sahasını da getirerek dökünce oyun mantığına, bu sonuç çıktı ortaya. Kayserispor her an bir bulup skora ortak olursa, rakibinin olağan sakarlıklarından ve gireceği panikten puan alabileceği gerçeğini hep saklı tuttu. Ama dün gece süratli ve hırslı oynayan G.Saray'ın da her vurduğu muazzam bir gole dönüşüyordu. İşte buna yapacak bir şeyi yoktu Tolunay Hoca'nın... Üstelik Servet'in Cangele'ye nefes alacak hava bile bırakmadığı ve kazandığı her topu 30-40 metre taşıyacak gücü, üstelik yarı sakat bir halde sunması gecenin süsü oldu. Sabri de Mehmet Güven'den yardım almadan sağ tarafı tek başına halledince iş daha da kolaylaştı. Son çeyrekte rakibinin nafile çabalarını da başarıyla kilitleyince, üç puan zor maçın içinden kolayca çıkmış oldu. Kendini bu maça çok iyi hazırlamış olan G.Saray, her türlü ihtimalin mevcut olduğu dolu dolu bir futbol gecesinden üç puanla çıkmayı başardı ve son yılların en güzel ligine ortak olduğunu bir kez daha gösterdi. BENİM YILDIZIM Eğer Servet izin verirse, dün gecenin yıldızlı apoletini Sabri'ye takmak istiyorum. Attığı gol futbol gecesinin lezzetini veren bir sos gibiydi. O da hasretti buralara, biz de...