>>> BENİM YILDIZIM Benim yıldızım sade ve hiç bir şey oynamıyormuş gibi görünüp, takımının en faydalı adamı olan ve dün gece fazladan liderliğe soyunup bunu da beceren Linderoth oldu. -------- G.Saray operasyon falan değil, ihtilalle ameliyat arası bir şeyler yapıp öyle gelmişti maça. Feldkamp'ın yaptığı, Başkanın geçirdiğinden daha ağır bir ameliyattı. Feldkamp'ın mektubunun başında, "Babamı bile dinlemem" yazıyordu. Linderoth'un oyunun liderliğini eline aldığı bölüm, İsveçlinin sadeliğiyle Arda'nın "gereğinden fazla süslü" arayışları arasında geçti. G.Saray, daha iyi görünüyordu ama üretimden uzaktı. Fabrika iyi çalışıyor ama ortada mal yok... Tam böyle düşündüğüm anda malı kaleci Hakan, G.Saray'ın "Hakanlardan Baltalı olanına" üretiverdi. Golü ilk alkışlayan da iki metre önümdeki Zeynep Sude'nin babası Hakan Şükür oldu. Yani ilk gole üç Hakan karıştı... Ümit Karan, birde oynamak yerine kontrol-pas yoluna gitse fark artacak ama Serdar Özkan'ın inişi devam etmese, maça Beşiktaş da ortak olacak. İlk yarı biterken kontra yemeyi kabullenen Beşiktaş karşısında, ikinci gole dümdüz gitse ulaşacak olan Ümit Karan, topu kaptırdı ve kontranın kontrasını Beşiktaş'a üretti. Gecenin en güzel hareketi Tello'nun füzesi ve oldu mu sana 1-1. Ümit Karan'a yeni bir röveşata golü beklentisiyle tahammül etmiyor idiyse şayet, Feldkamp'ın bile öğreneceği çok şey varmış demek ki. Karan, o röveşatanın üzerine 2-3 hafta oynatılmamalıydı. Takılır kalır oralarda. Sonra bir penaltı maçı tekrar G.Saray'a getirdi. Taraftarın, başkanların, bir çuval yıldızın olmadığı gecede aklımda kalan şey, Linderoth'un "Güzelliği sadeliğinde gizli" olan olağanüstü faydalı oyunu ve Tello'un şutu oldu. Oysa Beşiktaş, geriye düştüğünde ortayı ele geçirmiş ve en iyi oynadığı bölüme gelmişti. Özetle... Cezalar, hastanede ve takım içinde ameliyatlar, uzun süren sakatlıklar, küçük operasyonlar ve hatta derbi öncesindeki devrimlerle dolu en sıkıntılı dönemi, en yakın rakibinden beş puan önde tamamlayan G.Saray için sadece övgü dolu şeyler yazabilirim. Bunun altında Başkanın takımı tamamen emanet ettiği Adnan Polat'ın başarılı yöneticiliğini görüyorum. Maç başlamadan önce Lincoln ve Hakan Şükür'e sarılması hiç taviz kokmuyordu ve tam tersine insanlık doluydu.