Bu maçın tabelasını bir yana bırakalım ve oyuna bakalım.
İç sahada oynayan bir şampiyon adayı maç boyunca sağlıklı iki-üç pasın belini doğrultamıyor.
İki ön libero ile oynanıyor ve rakip 10 kişi kalana kadar ileri çıkmaları yasaklanmış. Selçuk gibi bir yeteneği savunmanın önüne hapsediyor.
Bu aslında İtalyancada, "Ben gol yemeyeyim nasıl olsa yıldızlarımdan biri bir şeyler yapar gol atar" demektir.
Maç boyunca ve hatta 10 kişi kaldıktan sonra bile açık, doğru ve iyi oynayan bir Karabükspor vardı. "Ofsaytların efendisi" Burak'tan kaleye vurulmuş tuhaf şutun muazzam asist olması sayesinde bir gol gelmiş.
Yani "Elemancini"nin İtalyanca hesabı tutmuş. Suratları gergin, coşkusu bitmiş G.Saraylı oyuncular rakip 10 kişi kaldıktan sonra tempoyu da yükseltmiş ama gerçek fotoğraf 11'e 11 oynanacak bir maçı Karabükspor'un kazanacağı şeklindedir.
5-0'lık oyunlar oynayıp Medical Park Antalya ve Çaykur Rize beraberliklerini seyreden bu seyirci, dün akşamki G.Saray'ın hiçbir halt oynamadan 10 kişilik rakibi karşısında 3 puana ulaşmasıyla tatmin olmuş mudur bilemem. Kendi adıma ben olmadım...
İç sahada 60 dakikasını mahkum oynayan, Drogba'dan başka hiçbir özel sunum yapamayan bir oyuncu topluluğunun başındaki adam "Bu takım iyi çalışmamış" mesajı vermenin peşinde.
Oysa her beraberlikte bile rakibini bayıltan bir G.Saray'dan, 10 kişiyi bile hak etmeden yenen bir G.Saray'a ulaştık.
Her halde diğer takımların hepsi birleşşe, G.Saray'ı geride bırakmak için son bir ayda yapılan her şeyin planlamasını bu kadar isabetle sağlayamazlardı.
Karabükspor karşısında bu kadar yanlışları bir araya getiren bir takımın daha büyük rakipler karşısında çok sıkıntılı maçlar oynayacağı ve alırsa da tatsız galibiyetler alacağı gün gibi aşikâr.
MAÇIN ADAMI
Lualua
KIRILMA ANI