Hakeden hakkını alamadı!

A -
A +

Bu maç tamam, büyük bir derbi. Ama hiç bir zaman büyük derbilere yakışan futbol zenginliği beklentisinin de karşılık bulmadığı bir derbi. Bu tür maçlar hiç bir zaman istatistik değerlere uydurulamaz. Bu tür maçlar olsa olsa istatistik değerleri oluşturur. Bir tarafta yarım pozisyon bulsa bile bir gol atabilen F.Bahçe, diğer tarafta ise 4 - 5 pozisyon bulup bir gol bile atamayan G.Saray. İşte maçta devam eden tek istatistik değer buydu. İlk yarıda, "Buruşuk ve ütüsüz" orta alanını düzeltmiş ve kalabalıklaştırmış ama buradan verim almak yerine, bu bölgeyi yukarıdan uçurtmalarla geçmeye çalışan G.Saray hatalı bir seçim yapmıştı. Orta alanda Hasan 'ın 25 - 30 metre mesafeye iyi toplar atarak götürdüğü 35 dakika çok verimli oldu. Ama kimse kaçan gollere puan yazmaz. Her zamanki, "Tavuk kovalar gibi" sprintlerinden kurtulmuş olan Hasan, belli ki derbiyi imzalayacaktı. Ama Önder bir ikili mücadelede onu revire kaldırmasaydı. F.Bahçe buna karşılık daha çok ürküyordu G.Saray'dan. Daum her zamanki icatlarından birini yapmış, Mehmet Yozgatlı 'yı Hasan 'ın oynayacağı bölgeye nöbetçi dikmişti. Hasan çıkınca Mehmet Yozgatlı da boşa çıktı. Çünkü Ayhan, Hasan 'la aynı şey değildi. G.Saray'ın ortada kalabalık ve düzgün oynamaya çalışması, ama geçmişin "topu ısıran" Volkan 'ını mumla arıyor olması, bana göre de önemli bir sıkıntıydı. İlk yarıda bir de şunu anlamadım. Defansta bu denli dikkatli ve kalabalık oynayan, Hakan Şükür'ü Luciano ve Servet 'le önden ve arkadan kapayan, hatta zaman zaman tepesine basarak durduran F.Bahçe'yi kurtaran, kalecisi Rüştü oldu. Bir de hep söylediğim bir gerçeği bir kez daha kanıtladılar. G.Saray'ın asla - sıradan bile olsa - bir golcüsü yooooook... İkinci yarıda Hakan ve Necati 'den değil, başta Sabri olmak üzere alâkâsız bir isimden gol bekledim. Berabere gidecek bir oyunu da Daum 'un hâyâl gücünün etkileyip kazanacağını düşündüm. G.Saray'ın skoru biraz daha fazla istiyor olması ve Daum'un kazanmak için oynamaması, maçın önündeki adaletli skoru çıkardı. Golü ilgisiz biri atmadı ama, ilgisiz bir yerden gelen ve F.Bahçe defansını kademesiz yakalayan Necati atarken, aslında hem takımı, hem Luciano'yu kırmızı karttan kurtardı. Fakat Luciano kırmızı kart görüp, yılbaşı tatiline erken çıkmaya o kadar kararlıydı ki, ne yaptı etti ve bu kartı görmeyi becerdi. Maç boyunca Nobre 'nin sarsak bir kafa vuruşu ve unutulan Alex 'in sol ayak içi plasesi dışında "Rakibine rakip kaleyi göstermeyen" G.Saray, ortası ve gerisiyle çok başarılıydı. Eğer maçın sonlarında final paslarında dikkatli olsalar ya da top biraz evsahibini sevseydi, G.Saray çok farklı bir skorla sahadan ayrılabilirdi. Daum 'un korktuğu Hagi 'nin daha akıllı şeyler yaptığı, ama iki oyuncusunun hastanelik olması nedeniyle taktik varyasyonlar uygulayamadığı maçı hakeden taraf hakettiğinden daha az bir farkla kazandı. G.Saray maçı haketmiş, aynı zamanda 1-0'dan çok fazlasını da haketmişti.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.