Bu tür eşleşmelerin çok farklı bir denklemi vardır. Bütün sistemin birilerine ayarladığı bir yere talipsinizdir ve anormal şartlar oluşur veya adınıza ve ününüze alışırlarsa; ancak o zaman kabul görürsünüz.
Birilerine "rezerve" yere talip olmamanız gerekir...
Real aleyhine bir düdük ancak rakibi Bayern filansa çalınır. Manchester aleyhine hata ise ancak rakip Real ise olabilir.
Bakınız Cüneyt Çakır...
Katmerli zorluklar arasında attık kendimizi 100 bin kişinin önüne ve "parçalanmasak bari" ön yargısı ve duası hissediliyor her yerde...
Böyle bir maçın aktif oynayanı ve rakip kaleye daha fazla bizdik ilk yarıda. Gittik ama yapamadık. Real ise bulamadan bile yapabilen bir takım olduğunu gösterdi. 2-0'ın nedeni ise tamamen Eboue olmuştur. İki golde de büyük ve ilkel hatalar yaptı. Üstüne bulduğunu da yapamadı.
Umutların tükenmediğini ancak kısmete bağlamış gibiydik. Onda da üstümüze çıkana "devam", önlediğimize "kart..." Penaltı verilmesi gerekiyor aynı pozisyonda iki kez; hakem oralı değil...
Nereli olduğunu da anlayamadım.
Burak'ın ayağına basılıyor kartı Burak görüyor. Zaten Dinamo Zagreb maçı sonrasında Ronaldo'nun fırçaladığı aynı hakemdi ve diyetini de ödemiş oldu.
Elimizden geleni yapmaya çalıştık, hatta fazlasını bile zorladık ama bu kadar zorluk karşısında ancak hayal kurabilirdik.
Yine de bu çocuklara teşekkür etmeliyiz en azından bu hayali bize kurdurdukları için...
Başa dönersek girişte anlattığım gerçeğe tosladık efendim...
Haldır haldır biz oynadık, hakemi de arkasına alan "sirk cambazları" bizi yendi...
Herhalde eledi...