Hemen bırak Hamza Hoca!

Bugün Hamza Hoca'ya bir mektup yazmaya çalıştım. Hocadan kurtulma(!) zamanının geldiğine inandım ve daha beter günlere hızlıca koşabilmek için hemen kulüpten ayrılmasını tavsiye edeceğim...

Hemen git!..Hemen bırak Galatasaray'ı...Hemen git ki, ortalık rahatlasın biraz ve keneler üşüşsün bu yönetimin kapısına...

Şampiyonlukta bir payın olmadığı için hemen bırak ve git!

Dördüncü yıldızı almadığın için; alıp sana verdikleri için git hiç düşünmeden...

Hıncal Ağabeyi dinle ve düş kulübün yakasından...

Fatih Altaylı'ya kulak ver ve bırak...

Üç kupayı kazanırken en ufak bir payın olmadığı için git...

Hatasını kabul eden tek futbol figürü olduğun için bir dakika daha durma...

Hemen git...

Muslera'yı santrfor, Podolski'yi kalede oynatacak kadar bile futbol aklın olmadığı için kaybol ortadan!

Sana aldıkları alışveriş torbasından brokoli çıktı ama sen onunla bile patlıcan musakka yapamıyorsun; o nedenle bir dakika bile durma...

Senin yerine; Galatasaray'ın dinamiklerine asla aklı ermezlerin önerdiği isimle karşısında çıtı çıkmayan yönetime daha fazla zarar verme ve kaybol artık...

Bak sevgili başkan geçenlerde dört gazetecinin karşısında sorgulandı ve sonunda da 'bana bu imkânı verdiğiniz için çok teşekkür ederim' diyerek tamamladı oturumu...

Senden hiç söz etmedi...

Destek verirmiş gibi bile yapmak aklına gelmedi...

Dursun Özbek'in konuşmasında bir tane taraftarı heyecanlandıracak cümle bulamadım ben. Kulübün projeleri de dile gelmedi. Sadece maliyeye hesap verir gibi bir tarzı vardı başkanın...

Ben o günkü konuşmasını dinlerken, bir yerin emlak başkanını izler gibiydim. 

Oraya bina dikiyor, o salonu kapatıyor öbürünü açıyor.

Onun için hemen bırak ve git...

Sen hoca değilsin!

Bu takım sana büyük gelirmiş...

Her şeyi yanlış yaptığın halde çok şanslı olduğun için bir şeyler başarmış gibisin...

Hemen bırak git Hamza Hoca...

Git de çöksün bu takım, birileri de rahat etsin...