Her şey yanlıştı

G.Saray'da savunmada sanılan sıkıntılar, aslında ortanın ilerisinde. Özellikle Arda konusunda bir şeyler söyleyerek maçın analizini yapmak isterim. Durdu bu çocuk... Sıradan bir topçu gibi oynamaya başladı. Üstelik rakibi üzerinde yakalayanların, ona attığı topları, sanki rakip geri dönmeden hücum etmek kalleşçe bir davranışmış gibi, dürte dürte atak geliştiriyor. Takımın en genci, takımın en yaşlısının koştuğunun yarısını koşmuyor, Bu da Arda'nın biraz formaya hasret kalması zamanının geldiğini söyletiyor bana. Ümit Karan'ın hiçbir zaman doğru yerde bulunamaması, hücum gücünün bir başka ayıbı oldu. Can havliyle oynayan Ankaraspor'un, ortada pres yaparak ve yerden ayağa pasları başarıyla uygulayarak, daha fazla beğeni kazandığını ilk yarı için kesinlikle söyleyebilirim. Demode bir biçimde geriden uzun toplar kaldırmak ve bunları yüksek kullanmak çağdışı bir anlayıştı ve Gerets'le birlikte tarih oldu derken, bu kolaycılık dün akşam bir daha hortladı. Bu anlayışı Ankaraspor yemedi ki, Bordeaux nasıl yesin?.. Son vuruş beceriksizliği, oyuncu eksiltme özelliğinin sağ kanatta tek taraflı olması, her halde Feldkamp'ın da gözünden kaçmadı. Ligdeki konumu nedeniyle yeni bir anlayışla puan savaşı veren Ankaraspor karşısında G.Saray, doymuş yağ oranı fazla bir oyun planı uyguluyordu. Bu da puanlık gollerin kendi üretimleriyle değil, rakibin tükeneceği bir anda Ankaraspor'un hatasıyla beklendiğini söyletiyor bana. Kendi araştırmalarını yeteri kadar yapamayan G.Saray'ın, rakipten hata bekler durumda oynamasını ben çok büyük bir eksiklik olarak yorumluyorum. İkinci yarıda da Arda'nın kötü ve çapı sınırlı ortaları, rakibin direncini kırmaya yetmedi. Hele dakika olmuş 85, ileride bir tek Ümit Karan var ve alamayacağını bile bile atılan uzun toplar. Bunun için idman yapmaya gerek yok ki. Bir hafta evde oturup gelseler, çayıra saldığında zaten bunu yapar herkes. Nonda'yı da hafif küskün, Hakan'ı kırgın, Ümit Karan'ı eksik eden bu oyun tarzı, Lincoln'ü de eritip bitirdi. Umarım Bordeaux'ya böyle yakalanmazlar... Tepeden tırnağa yaptığı her şey yanlış olan teknik heyet ve oyuncu kadrosu, diyelim ki bütün yanlışları yapma hakkını bir maçta kullandı. BENİM YILDIZIM Sırf onu izlediğimde ben yoruldum. 90 dakika her yere basan Hürriyet, dört ciğerli ve iki zamanlı motoruyla bir yıldızdı.