G.Saray'ın yeni moda şarkısını "Çıldırın" durumundan çıkarıp, "Saldırın" diye söylemesi gerek artık. Çılgınca saldırmaktan hem zevk veren, hem pozisyon veren oyun, gönüldaşlarını da çıldırtmak üzere ama. Denizli maçındaki 4-1'de de yanlışlar bulmuştuk. Hadi bugün de bulalım. Kocaelispor'un ellemediği bölgede bol pas ne işe yarar?.. Bu pasların üretime hiçbir katkısı olmadığı gibi, rakibin de yakalanmasını engelliyor. Çünkü çok pas yapılsa da, final pası yine şişirme bir top oluyor. Çok hücumcu ama çok hücum yok. Üstelik çok hücumcu ile yavaş hücum hiç olmaz. Deplasmanda 4-1'lik skorun geldiğine bakmayın, ilk yarıda korneri olmayan ve İtalyan kalecinin yanına bile gelmemiş olan Kocaelispor, öne geçiyor, 20 dakika da maçı tutuyor. Hiç atak yapmayan bir takımdan bile gol yemeyi becerebilen, ya da Bellinzona gibi bir takımın 10 kişisinden yine gol yemeyi becerebilen tek takımdır G.Saray. Hep söylüyoruz, G.Saray'da herkes hücum yapabiliyor ama herkes savunma yapmıyor. Oyun 2-1 giderken, savunmadaki birçok oyuncunun el kol hareketleriyle ileride bekleyenlere verdikleri sitem bu tehlikenin işaretidir. Şimdi diyeceksiniz ki, "Adam deplasmanda iki günlük kampla hazırlanan bir takıma, zor bir Avrupa maçının üç gün sonrasında 4 gol attı, daha ne istiyorsun?..." Buna söyleyecek sözüm yok. Ama umarım ki, orta kararın üstündeki takımlara karşı biraz daha farklı bir oyun planı geliştirir Skibbe. Ayrıca geride ve berabere giden süre içerisinde son derece disiplinsiz davranışlar da yakaladım. Birbirlerinden el kol hareketleriyle şikayet eden oyuncular vardı. Ayrıca Nonda'nın "Bildiğini de unutmuş" görüntüsü, şimdilik Baros'un ustalığı ve Kewell'ın büyük teknik beceri sunduğu pozisyonlarla kapatılabiliyor. Bunlara bir de Lincoln'ün cevvaliyetini ve tabii ki, "Gökdelen projesi çizer" seviyesindeki hassas paslarını ekleyebiliriz. Ancak bunlardan biri olmazsa, ya da olur da o gün kötü olursa, o zaman rakibin de "Orta karar" bir takım olması durumunda maalesef sonuç felakettir. İşte 4-1'lik anlı şanlı deplasman galibiyetinden çıkarabildiğim budur. Amacımız yorumlamak ve eleştirmek. Galibiyetin hülyasına dalanlar ise hayallerde yaşamaktadırlar. "Allah ne verdiyse" sistemiyle çok hücumcu koyup, sürekli onlara top atan; dikkat edin taşıyan demiyorum topu atan diyorum, bir oyun planıyla bu işler yürümez. Takımın biri gelir, bir gün yere indirir ve iyi vurur, bu G.Saray'ı darmadağın eder.