Hani akıl hastanesinin parmaklıklarının önüne yaklaşan "dışarıdan" birisi içeride kaç kişi olduklarını sorar da; akıl hastanesinin içindeki deliden cevabı alır: "Ya siz dışarıda kaç kişisiniz" diye. Hesap o hesap... Delilik başlıyor. Uğruna ölmeye gidilecek statlar, görülmeye tahammülü olmayan renkler, mutlak kazanmak uğruna verilecek diyetler... Önemli olan tek şey ise, iyi niyetler... -------- Hunileri çıkarın lig başlıyor!.. Haritada Şili'yi bulmaktan aciz bir kitlenin üç beş tane Şili takımının adını bir çırpıda sayabilecek kadar bilinçlendiği (!) sportif merkezli dürtülerimiz harekete geçiyor ve statlara akın ediyoruz bu hafta. Hüseyin Avni Aker'in 1889-1994 arası yaşadığını ve Trabzon'un ilk beden eğitimi öğretmeni olduğunu bilmeden o stadı doldurmak veya F.Bahçe'nin ilk renklerinin sarı-beyaz olduğunu Roberto Carlos geldikten sonraki defilede öğrenenlerin sevgisi ne kadar derindir diye sorgulamak... Sporu, kültüründen soyup da yemek... Statları, arızalı insanların yoğunlaştığı yerler haline dönüştürmek... Terbiyeyi, çırpılmış iki yumurtadan ibaret saymak... Tuttuğu takıma karşı iyi oynayanın mutlaka almış olduğu "teşvik" nedeniyle böyle oynadığını iddia edip, oynamadığında da "Bizim başkan halletmiştir" becerisine sığınacağı kısır döngü başlıyor. Ayağa kalkmayanın "Fenerli veya Yunanlı" olması fark etmez, sadece ayağa kalkmadığı için aşağılanması gereken yerlerdir oraları... Tarafsız boş sözler ve akıllı kıllılardan hoş sözler arasına futbol doldurup program diye vermek. Kavga çıkmayacağını bile bile, kavga çıkma ihtimalini seyrettirmek. Meczupların tartışmalarını delilere seyrettirebilirsiniz ancak... O zaman?.. "Şampiyon olmadan mezara koymayın beni" dürtüsünden melodik coşkuya ulaşabilmek akıllı insanların işi midir sizce?.. Hiçbir uzlaşmaya tevessül ve tenezzül etmeyenlerin, salyaları aka aka çığıracağı bir yere doluşacağız. Uluyarak takımımızın galibiyetini isteyeceğiz. Hunileri başımıza takıp maçlara gideceğiz. En Avrupa görmüşlerimiz bile Köln kentinde iki gece önce meşale yakıp sahaya attı, eline geçirdiğini futbolculara fırlattı. Türk varsa tribünde, sahada da iki Türk takımı varsa her türlü edepsizlik olabilir demek ki... 8 ay çılgına döneceğiz yine... Delireceğiz toptan... Tozutmaya hazır mısınız?.. >>> S-ÖZ Her dahi biraz deli olduğuna göre, her deli de biraz dahi sayılmaz mı?.. (Ümit Aktan) >>> Renkahenk! Rengarenk ligimiz renklerin ahengine denk düşemeden başlıyor. Bazı takımlar yeni forma satmak için yeni renkler keşfediyor, bizim de aklımız karışıyor. Bu arada, F.Bahçe'nin TÜRKuaz formülünü pek akıllıca buldum, ayrıca beğendim de. Bizim takımlarımız arasında öylesine iki rengi bir araya getirmiş olanlar var ki, dünyada bile çoğunun benzeri yokmuş. Birkaç hafta önce küçük bir liste vermiş ve sormuştum takımlarını. Çok ilgi çekti ama bilen de pek çıkmadı. Buyurun tam listesine renk cümbüşünün... Yeşil-Turuncu: Kozanspor Turuncu-Filizyeşili: Adana Köprüyamaçspor Kahverengi-Mavi: Kahtaspor Yeşil-Mor: Afyon Yıldırımspor Vişneçürüğü-Sarı:Ankara Dikmenspor Nefti-Sarı: Ankara Etlikspor Yeşil-Kavuniçi: Artvin Bakırspor Pembe-Mavi: Burdurspor Portakal-Lacivert: Elazığ Şafak Kombinespor Eflatun-Turuncu: Nizipspor Kahverengi-Kavuniçi: Davutpaşa Havaimavi-Vişneçürüğü: Kadırga Vişneçürüğü-Sarı: Emirganspor Siyah-Pembe: İstanbul Kocasinan Gençlik Kavuniçi-Mor: Kadifekale Gençlik Sarı-Bordo: Gölcükspor Kremrengi-Turuncu: Rize Selimiye Gençlik Yeşil-Bordo-Kahverengi: Erzurum Orman Gençlik Kırmızı-Kurşuni: Van Emniyetspor >>> POST-İT F.Bahçe kıskanılacak kadar iyi... Maç öncesi statüyü eleştirip hazırlık maçıdır en nihayet, gözlüğü takanlar, galibiyet sonrası bunu büyük ve ciddi bir maç gibi gösterme kılıfı giydirmelerine rağmen, F.Bahçe çok iyi. Kazanmak için ne yapması gerektiğini, öne geçtikten sonra rakibi oynatmayacak kadar deneyimli bilen bir takım... Anderlecht bu kez ağustosta kar yağdıramayacak... (Ümit Aktan) >>> Bunu "Çorumlu" yapmazdı! Kimse kusura bakmasın ama bu deyimi kullanmak zorundayım. Çorum'a Çorumlunun verdiği zararı dışarıdan birisi veremezdi. Bir süre önce Oftaş'a talip olarak 41. kuruluş yılında lige yükselmek için girişilen hamleyi dışardan kıskananlar değil, bizzat Çorum'un içindeki güçler engelledi. Kemal Bolat adlı gazeteci ve sunucu kardeşim aracılığıyla ekranlarımı açmıştım güzelim hayallere. İçerideki kıskançlık ve paylaşımsızlık engelledi yörenin coşkusunu... Şimdi, yine gelip gelip eşiğinden dönüşler başlayacak büyük rüyanın... Geçmiş olsun Çorumlu... Çorum'a yapılanları "ancak birkaç Çorumlu" yapabilirdi!.. >>> Susmayı bilmek Kus be Necati kardeş... Bari biraz sus da "efendi" desinler... Adanaspor'dan geldin, millilik kadar oldun. İki senedir ne verdin ki, ne istersin?.. Boş kaleye röveşata atmaya kalktığın için, yere yatmış kalecinin gözünü çıkarmaya çalıştığın için seni satıyorlar... Çok konuştuğun için seni satıyorlar... Üstelik, doğrudan satacak iken, yaşlı başlı adam seni 1 ay daha denedi. Hak etmediğin bir şansı verdi sana. Sen yine hamamın ile tasını eski tuttun... Gitmeyi bileceksin... Ama sus ki, "hakkını yediler" sansın millet... >>> Kurbağaları ürkütelim mi?.. Size birkaç soru... Türkiye'de neden sporun başarılı isimlerinin kapısına kocaman yazıldığı bir stadımız yoktur? Bir Guiseppe Meazza, Fritz Walter stadı olabilir de; örneğin, neden bir Metin Oktay, bir Hakkı Yeten, bir Büyük Fikret stadı olamaz? Güngören Belediye Stadı hoş bir isim midir?.. Kamil Ocak sadece bir bürokrattır mesela. Stat isimlerimiz tarihi bir gün ile siyasi bir kimliğin ağırlığı arasında gidip gelmektedir. Sıradan bürokratlar, sporun emekçi yıldızlarından daha önemlidir çünkü... Erkek erkeğe kahvehanesi kadar tenis kortumuz olmadığı sürece sportif gelişmeyi sağlayamayacağımız gibi, isim meselesini de halletmeden siyaseti sporun içinden çekip atamayacağız herhalde... >>> "Haydi Maça" başlıyor Pazar günü her takımın delisi hunisini takıp maça gidecek ya, gidecek maçı olamayanlar, ya da maça gidecek parası olmayanlar, hunisini takıp ekran karşısına geçecek ve "Haydi Maça" izleyecek. 12 Ağustos Pazar saat 16.40'ta Kanal A ekranlarında canlı canlı başlıyoruz.. İnteltek, Spor Toto teşkilatı, Bika ve yeni katılan sponsorlarımızla başlıyoruz. Benim hunisiz dolaşmayan çılgın ekibim ve bendeniz hunisinin içinden papatyası sarkan baş deliniz, futbola çıldıranları ekran başına toplamaya devam edeceğiz. Armağan Turhan ve İlhami Şarkan tüm kategorilerde bilgi ve tahmin paylaşacak, 3 saat boyunca bir saniye sonrasında ne olacağını kimsenin bilmediği bir canlı yayına yumulacağız. Haydi tüm deliler... Kanal A başına... Haydi Maça başlıyoooor... -------- Ey Kayserili... İstanbullu gelip seni; parasıyla, puluyla, medyasıyla ve senden aldığı oyuncuyla yendiği zaman sakın bize kızma. 5 kombine satarak bu iş yürümez...