İddianame!..

Tahtaya çizdiği oklardan başarı bekleyen bir hoca için, oyuncusunun kalbine girerek başarıya ulaşan bir hocayı değiş-tokuş ettiğimizde belliydi bu son... "Futbol bilimdir" diyenlere 20 yıldır aksini öğretiyoruz, ama anlatamıyoruz... Çünkü malzemeniz insan... Buram buram Akdenizli genç bir Türk erkeğinin sırtından arayacaksınız başarıyı. Maçı oyundan öteye kabul eden bir malzeme var elinde ama hocaları Flamanca motive edip maça hazırlamış onları. Azerbaycan'a yenilmeyi başarmış (!) birinden bahsediyorum. Biz kaotik bir isyan futbolu oynuyoruz. Bizden güçlü olduğunu iddia edene kafa tutarak var olabiliyoruz ve bunu futbolu sadece tahtaya çizdiği oklardan ibaret sanan birinin anlamasını bekliyoruz... Erken gol bizi değil, onları bozdu.. Golü aramak üzerine kurgu yapmışlardı ama golü korumak üzerine demode ve negatif bir futbol oynadılar. Biz de "şok pres" değil, "set oyunu" aradık ama ne yukarıdan ne de aşağıdan fırsat vermeyip sadece savundular. Bir kerecik bile "adam eksilten" pas üretemedik.. Genel fotoğraf "ara sıra gelip" farka giden bir takımla, "hep gelen" ve geride olan bir takımın mücadelesinde; kilitlendiğimiz şeklindeydi. Bu ülkenin milli takımını çalıştırdığının görülmesinden utanan birine çuvalla verdiğimiz paraları helal edemiyorum. Benim doğal gaz faturam ile elektrik giderim ödüyor onun ücretini çünkü. Ve biliyorum ki Biliç Terim'i, Hiddink de Biliç"i asla unutmayacak. Maç hep bu minval üzerine geçti. Öne üç kişi koyup tek forvet gibi oynamak ne menem bir çağdaş futbol ise onu da gördük dün gece. Zaten hakem diyordu ki; "Sizin hakkınızda iddialar var, ne işiniz var buralarda?" Ben de diyorum ki; "Hakkımızda iddialar var, sen kendini kurtar Hiddink!" Benim iddianamem ise 2 yıldır hazırdı ve sunulmuştu aleme: "Hiddink taammüden Türk futbolunu geriye götürmüştür!" Teneke çalmıştınız 2008'de maçı kenarda oynayan biri vardı, arkasından teneke çaldınız. Şimdi burada olmaktan utanan biri var, önünde diz çöküyorsunuz..