Avustralya'ya ilk gelenler kanguruyu ilk defa gördüklerinde hayretle izlemişler. Rastladıkları çevre sakinlerine yani Aborjinler'e sormuşlar. Onlar da "kanguru" demiş. Oradan bütün dünyaya yayılmış ismiyle müsemma hayvan. Oysa araştırdım, "kanguru" demek Aborjin dilinde "bilmiyorum" demekmiş... Niçin atletler hep saat yönünün tersine koşarlar? Kafaya takmışken cevabı öğrendim. Dünyadaki sağlak oranı, erkeklerde yüzde 95, kadınlarda yüzde 97... İşte bu nedenle motor ayak sağda olduğu için soldan içeri doğru dönerler. Tersine dönülse rekorlar yarı yarıya düşermiş... Ring, İngilizce'de "Halka, yüzük" anlamına gelir de neden boks ringi yani "boks halkası" dört köşe olur? Beni delirtmek mi istiyorsunuz?.. Asansör boşalıp düşerken yere çarpma anında zıplasam hayatım kurtulur mu? Saniyede 18 metre olan düşüş hızını son anda zıplayarak saniyede 13 metreye düşürebilirmişim. Her iki halde de yerden jiletle kazırlarmış. Hiç uğraşmayın ve ağız tadıyla yapışın yere... Bir saat neden 100 dakika değil de 60 dakikadır? Niye yüzlük dilimler kullanmıyorsunuz? İftara doğru çıldırtmayın beni. Neden gelinler beyaz giyinir de, damatlar siyah giyinir? 1850'lerde Britanya subayı Hary Lumsden beyaz giysili İngiliz askerlerinin çok kolay vurulması üzerine rakip Hintliler gibi giyinmelerine karar verir. Hint dilinde toprak demek olan "Khaki" rengini seçmeseydi bugün bütün dünyanın askerleri rengarenk olmaz mıydı? Hâki rengi "tek tipin" neden tek rengidir?.. Bütün market ve mağazalardaki "Barkod" sistemini kimse okuyamaz da sadece kızıl ötesi ışık veren bir küçük makine okur? Amaç, aynı malı alan aynı kuyruktaki iki kişinin ani bir zamla ayrı fiyat ödemek zorunda bırakılması olabilir mi? Ben mi kötü niyetliyim? Nedir bu barkod?.. Niye kanımız kırmızıdır da, içinde kırmızı akan damarımız mavi olur?.. Kanser ve AIDS araştırmaları kadar "hapşırık ve hıçkırık araştırma merkez" kurulamaz mı? Amaçları beni delirtmek mi?.. 20 yaş dişi niçin asla 20 yaşında çıkmaz?.. Cereyan kesilip, telefonun çalışıyor olması nasıl bir teknolojidir? Yoksa teknoloji oraya gelmemiş midir?.. Fotoğraflarda gözlerimiz niye vampirler gibi kırmızı çıkar? Domates meyve midir, sebze mi? Neden güneşe yaklaştıkça hava soğur? Ay neden bazen gündüz de görünür? Niye jet uçakları bazen beyaz bir iz bırakır?.. Futbol, bir afyon mudur?.. Televizyonlar yayın yaptıkları halkı "ebleh" etmeye çalışan birer gayya kuyusu mudur?.. Top atıldı mı?.. Düdüklü tencereler Tatlı'yı Trabzon'da çalmadığı, Demiray'ı Ankara'da çaldığı düdükler için eleştiriyoruz... Ayıp oluyor sayın top eleştirmenleri!.... Birleşin ve bir karar verin artık. Adamlar çalsın mı çalmasın mı? Elleşmeyin garibanlara... Daha onların yorum programı bile yok. Ama ne zaman öttüreceklerini ve ne zaman öttürmeyeceklerini iyi biliyorlar. Bulmak-Bunamak Trabzon'da G.Saray maçı boyunca tribünlerin ortak kriteri, "Kana kan, dişe diş... İntikaaam, intikam" ve "Ölümüne Trabzon" oldu. Ama sahada bordo-mavili oyuncuların, "Ölecek hali" bile yoktu. Üstelik penaltıları bile çalmayan bir hakem de bulmuşken... Bulmuşken bunamak bu olsa gerek. Maç sonrası Ziya Doğan, "Rakibin itirazları hakemin işini zorlaştırdı. Bir pozisyona 20 kişi itiraz ederse hakem ne yapsın?" dedi. Onun en büyük destekçisi olan ben, bunu ona yakıştıramadım. Bir kere rakip sahada 11 kişi. 20 kişi itiraz ediyorsa, 9'u seninkilerdir... Sonra hakem Tatlı itiraz ediyorlar diye dengeyi kaybedip bir sonraki pozisyonda olmayan bir penaltı mı çaldı? Tam tersine bir sonraki pozisyonda penaltı bekleyene, yani rakibine sarı kart gösterdi. Ayrıca bir değil, üç penaltıdan söz ediliyor Ziya. Boşuna kılıf arama. Sen başkanının bile farkettiği ve altını çizdiği rötardan sorumlusun. Sağda Yattara'yı biraz daha erken oyuna soksaydın, sağından yediğin golü önleyemez miydin? G.Saray seni hakeme rağmen yendi. Buldun da bunuyorsun... Yalan! Ersun şöyle diyor; "Bir oyuncuya bağlı olmayan ve hızlı bir tempoda oynayabilen bir takım oluşturduğum için Hakan'ı kadroya almadım"... Yani çok hızlı oynayıp Almanya 06'ya gidememek, ya da biraz daha yavaş oynayıp gidebilmek arasındaki tercihini böyle yapmış Ersun Yalan... En akıllı ve en bilgili olduğunu savunup karşı düşüncede olanları, "Acizlik" ile suçluyor Ersun Yanal, yalan söylemeye devam ediyor. Sana karşıyım hoca... Sana direniyorum ben... Eğer bu acizlikse, acizliğime aşığım... İplikler pazarı Geçen sezon boyunca MHK eski başkanı Bülent Yavuz'a ve Ali Aydın'a ağır yazılar yazdım. Dozunu kaçırdığım zamanlar da oldu. Şimdi herkes onlara saldırıyor. Onlar da birbirinin ipliğini pazara çıkarıyor. Ben de haklı çıktığıma üzülüyorum... Kaba - dayı Daum, son icraatından sonra şöyle buyurdu... "Grupta üçüncü olursak bunun başarı olduğunu biliyordum ama söyleyememiştim." Yani, mahalledeki herkesi dövüp yan mahalleden gelen herkesten dayak yemek... Hem de tekme tokat... Milyonlarca dolar harcatıp üstüne Alex'i falan katıp yaptığın kadro A.Sebat'ı yenmek için miydi? Elindeki Türkiye'nin en deneyimli adamlarına "deneyimsiz" dedin ya? Helâl olsun sana... Saflığımızdan yararlanacak kadar bizi tanıyor ve akıllısın. Ama farkında olmadığın bir gerçek var. "Kanı genelleşmeye başladı"... "Fener'in kadrosu Türkiye için yeterli ama Avrupa için yetersiz" diyorlar, sen de bunu demeye getiriyorsun zaten. Ama hayır. Bir kadro doğru ellerde her yerde yeterlidir. Ya da her yerde yetersiz... Geçen yıl G.Saray'ın, Müsahipzade Celal'in "Bir kavuk devrildi" eserini sahneye koyması, Trabzon'un geç uyanması, Beşiktaş'ın harakiri yapması seni şampiyon yaptı. Sen şampiyon olmadın, seni yaptılar... O yüzden kaba - dayılığı boşver, gerçeğe dön!.. S-ÖZ Adamda kısmet bittiyse, arkasında ambulans olan gelin arabasının önünü kesermiş... (Ümit Aktan) POST-IT Serdar Tatlı da, Oktay Demiray da bizim MHK'nın hakemleridir. Aynı eğitimi almışlardır. Yorumları da hep aynıdır... Sabri Çelik