Bazen bu takım rekoru ya da seri galibiyetler bir takımın başına dert olabilir. Bu tür hesapların içine girince dünkü maç birçok şeyin sona ermesi ya da durması anlamını ifade edebilir. Oysa buzdan bir zemin üzerinde son derece iştahlı bir rakip olan Eskişehirspor gibi bir rakip karşısında 1 puan almak başarı sayılabilir. Bir taraftan takımın durakladığı bir maç, diğer taraftan ligin zirvesindeki üstünlüğün devam ettiği bir maç. İki tarafın da eksiği vardı ama her ikisi de eksiklerini fazla hissetmediler. Doğal olarak oyunun bir bölümünü tek forvet gibi oynayan G.Saray, zaman zaman sıkıntılar yaşadı. İçinde Baros'u olmayan en iyi kadro vardı sahada. Ama Kazım ve atraksiyonları uzun bir süredir fazlasıyla nankör. Parlayan oyuncu yerine takım halinde ışıldamayı seçen ve de maç seçmeyen oyuncular nedeniyle bu şartlarda bundan daha iyisi can sağlığıydı. Yanlışlar yok muydu? Tabii ki vardı ve bir çuval sayabilirim. Mesela; gecenin pas havası değil, şut havası olduğunu bir türlü fark edemeyen iki takım oyuncuları bu konuda pek bir girişimde bulunmadılar. Tehlike konisinin içinde fazla efektif görüntü vermeyen G.Saray, yine de temkinli oyununu çok zor bir deplasmanda ve doğayla da mücadele ederek puana çevirebildi. İki takımın da sevinmesi gereken bu şartlarda önemli bir sakatlığın yaşanmamış olmasıdır. Eksi bilmem kaçlara rağmen maça gelenler, mücadeleden sanırım zevk almışlardır. Ancak büyük maçların zaten oynanmadığı ligimizde doyurucu bir futbol beklemek de Eskişehir'in buzlu zeminine ve eksi 5 dereceye Brezilya plajları muamelesi yapmak olur; bu da abesle iştigaldir. ALKIŞLAMAK LAZIM Bu zeminde değil futbol oynamak, aslında ayakta durmak bile zordu. Ancak her iki takım oyuncuları da art niyetten uzak ama kora kor bir mücadele ile geceyi ısıttı.