İm-pa-ra-tor

A -
A +

Galatasaray'ın serisi bitecek ise "tam zamanı" maçı gibi görünüyordu başlarken. İstatistikler ise hocalık kariyerinde "hiçbir Samsunspor maçında puan kaybetmemiş bir Fatih Terim" işaret ediyordu bana... Seri ve istatistik... İkisi de "bozulmak" içindir bana göre ve o nedenle bu maç "doğru adres" gibi gelmişti bana. 15 dakika bile sürmedi Galatasaray'ın set oyununu kurup "pas oyununa" başlaması. Arayan ve deneyen Galatasaray'a karşı savunan ve direnen bir Samsunspor manzarası vardı başlarda. Ev sahibinin çıkışları pek inandırıcı gelmedi bana. "Sinsi" bir planları var mı diye beklemeye başladığım anda golü izlerken buldum kendimi. Şimdilik istatistikler altüst... Hatalı seçim olarak sırıtan Sabri'nin asistiyle aynı adam ikinciyi de yazdığında ne istatistik kaldı ne de "mistatistik..." İkinci yarıda benim bildiğim Fatih Terim; maçı kurtarmayı deneyecektir ama, bu uğurda ya bunu başaracaktır ya da dörtlük olup gelecektir... Nitekim alabileceği riskleri sahaya dökerek başladı Fatih Terim. Beraberliği bulduğunda takımı iyice öne atmıştı. Sonra üçlü defansa dönüp elindekileri tamamen hücuma yasladı. Maçı "hocalık" farkıyla kazanmayı kafasına koymuştu. İyi planlanmış bir oyun kurgusunu sadece bir devre oynayabilen Samsunspor karşısında puanı kurtaracak duruma geldiğinde, hayali bile kusur sayılacak "puanları" kovalamaya başlamıştı. Sonunda aldı da üç puanı... Muhteşem bir hocanın müthiş bir takımı var ve bize ancak kutlamak kalır... İŞTE FARK Bunun adı hocalık farkıdır. Adam boşuna imparator edilmedi başımıza. Riskin kralını ancak krallar alır. Gitmiş bir maçı geri getirmeyi ancak Terim ve onun öğrencileri deneyebilirdi...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.