İmdat hocam!.. / Ümit Aktan

Başlama vuruşuyla birlikte, daha dizilişten ve maça karşı tavırlarından Trabzonspor'un maçı kazanmaya geldiği belliydi. Ama Beklenmeyen şey, Trabzonspor'un zaten kazanacağı maçı G.Saray'ın bu kadar kolaylaştırması oldu. De Boer'in kronik hatalarından biri "Kopmaya" çoktan razı G.Saray takımını "Çöküşe" itti. Oyunun oyun olarak da galibi Trabzonspor olurken, G.Saray "Kötü" bile değil, hiçbir şey oynamıyordu. G.Saray ilk yarı boyunca kulübeye "İmdat hocam" diye bas bas bağırarak dakika saydı adeta. Şimdi anlatacağım olayı iyice bir düşünün... 2-0 yenik durumdaki evsahibi takımın golcüsü kendi yarı alanına kadar gelip top almak zorunda!... Trabzonspor'un doğru futbolcularla doğru taktik seçimi, G.Saray'ı yanlardan getirmediği gibi 30-40 metrelik uzun toplara mecbur bıraktı. Önden ve arkadan kapatılan Hakan Şükür'ün çırpınışları da gol bulmaya yetmedi. Böylece ilk yarı biterken, Türkiye'de ilk defa yaşanan bir gerçeği farkettim. Türkiye Ligi'nde bir takım mart ayında ilk defa "Hem UEFA'da oynar, hem de UEFA'ya oynar" durumuna geldi. İlk yarıda Çulcu'nun yüreği, Hakan'ın yediği tekmeyle başlayan ikinci gol için hakeme itiraz eden Mondragon'a sarı kart göstermeye yetti ama ondan daha beter itiraz eden tekmeyi yemiş Hakan'a yetmedi. İkinci yarıda biraz hareketlenen G.Saray sadece bir gol bulabildi ve şu gerçeği bir kez daha kanıtladı: G.Saray bu stadı, top da G.Saray'ı hiç sevmiyor. Sarı-kırmızılıların işi bitirecek eylemleri yapmaktan aciz durumu karşısında "Yüreği yetersiz" Mustafa Çulcu oyundaki tek doğrusunu yaptı ve De Boer'i oyundan attı. Bunu bariz gol şansı var diye söylemiyorum; bariz gol şansı olmayabilir de ama iki hafta G.Saray'ı, "Tuhaf hatalar" yapmayacak bir defansla oynamak zorunda bıraktı ve G.Saray adına en doğru işi yaptı!... Ayrıca Bülent'in tekmesine, Fatih'in dirseğine, Yattarı'nın tuhaf hareketlerine, "Yüreği yetmediği" için kart gösteremedi. Yaptığı herşeyi doğru yapan bir takım haline dönüşen Trabzonspor için Turgay hocayı da yürekten kutluyorum.