Hırvatistan için söylenecek tek şey "cansiperane" savunma yaptıkları konusundaki maharetleridir. Ancak; atacakları gol sadece "kazara" olabilirdi. Bilic'in bütün güvencesinin diğer taraftaki İtalya'nın tek gol atıp üstüne yatmak alışkanlığı olmalıydı... Pas üstünlüğü yine İniesta-Xavi egemenliğindeydi. Sadece bu muhteşem ikiliyi, dünya harikası bir üçlüye çeviren Fabregas'ın oyuna geç girmesi biraz ideal destekten yoksun bıraktı... İspanya'nın belki de ilk kez bu kadar efektif olmayan bir üstünlük sağladığını da görmüş olduğumu söylemeliyim... Son 5 dakikaya girdiğimizde oyunun mevcut 3 sarı kartının üçünü de Hırvatistan'ın görmüş olması, bu puan için, veya İspanya'ya yenilmemiş tek takım olmak için verdikleri mücedelede ne kadar kararlı olduklarının göstergesidir. Bu bir kariyer fırsatıdır Hırvat futbolu için... Ancak... Bu turnuvada bir adım daha gidemeyeceklerinin de kanıtıdır... Sonuçta... İspanyollar, bir önceki kupanın finalistinden kaçmayı denediler diyecektim ki; Futbolun en cazip ve en ahlaklı ülkesi Jesus Navas'ın golüyle en büyük rakibini final turlarına taşımış oldu... Saygım İspanyol ekolünedir..