Sen kalk Adana'dan gel. Her kademede yaptıkların alt alta yazmaya bile sığmasın. İmparator ol. Sonra sarayını bir Adana maçında terk et. Tazminat filan demeden, sözleşmeyi kullanmadan delikanlı gibi bırak. Zarafetin böylesi ancak sana yakışırdı hocam. Senden sonra kim gelirse gelsin, hafif ezilmiş sarmısağı biraz yağ ve suyla peltelendirip, yavan sebze yemekleri için kullanılan, "Tarator" olur ancak. Möller'in topu, Tigana'nın emanet ceketi ve diğerleri. Bu takım seni çok arar hocam. Maalesef, "köpekler istedi diye atlar ölüyor." Yönetim tüm başarısızlığını, acizliğini ve beceriksizliğini hocanın üstüne yıkıp, adamın G.Saraylılığından yararlanıp bir kuruş da tazminat ödemeden suçlu üretmiştir. Oyuna gelince... Aslında hiç gelmesek daha iyi. Çünkü ortada bir oyun yoktu. Bu sahada zaten oyun olmaz. G.Saray'ın kapasitesi sınırlı, "Orta oyunu" ilerideki forvet kalabalığına hiçbir şey ekleyemedi. Beraberlik golünü bile 4 taksitte atabilen forvet zenginliği, sıkıntıdan başka hiçbir katkı yapamadı maça. Zaten elde yeteri kadar, "Kaleye kör bakan" forvet sayısı vardı. Bunlara bir de aynı formatta Necati eklenince skora göre maç yazmayı biz değil, yönetim düşünsün. İkinci yarıda, "Top bekleyenler" yerine "Top getirenleri" çoğaltınca maçı kazanacağını bilen bir kulübe, sabırla son bölümü bekledi. Operasyonu yapar yapmaz da 3 puanı dolduran goller kolayca geldi. Evet Adana düştü.. Biraz ironik olacak ama gelenekseldir diyerek G.Saray için de aynı şeyi söyleyelim. "Eğer bu stadda G.Saray'ı da yenemiyorsan kimi yeneceksin. Tabii düşersin." G.Saray'ın gerçeğini oyun biterken tribünlere göz gezdirdiğinizde hemen anlardınız. Onlar doğruyu yazmışlardı ve doğruyu haykırıyorlardı. "İmparator ordunu bırakma" yazan bir pankartın arkasındaki Ultra Aslan grubu, "Yönetim istifa" diyerek teşhisi koymuş, ameliyatı yapmıştı.