Güzel bir sözdür ve doğrudur. İlk yarıda fişi çeken Galatasaray, ikinci yarıda Lizbon deplasmanını düşünüp frene bastı...
TRT'de bir programın adı bu ve de çok eğlenceli bir futbol şölenidir... Dün gece de çok eğlenceliydi... Ama bir taraf için...Diğer taraf kötü oynamadan daha kötü oynayan birçok takımın altına düşmüş ve sonunda lige kafa üstü çakılmış!
Galatasaray ise sonunda 'kimi koyarsan koy aynısını oynar' durumuna gelmiş. Savunmanın göbeği farklı, solu yenilenmiş, ilk lig maçına çıkanlar bile var, sakatlıktan çıkıp çekingen oynayanları da mevcut ama 'kaynama noktasını' çok aşağılara çekmiş durumda...
Oysa gecenin en tatlı ve huzurlu anı hakem Bülent Yıldırım'ı topu kendisinden çıktığını söyleyerek uyaran ve maçın hakemi tarafından eli sıkılan Olcan'ın hareketiydi. Bu oyun bir 'kandırmacalar ve aldatmacalar' oyunudur ama sonunda hep dürüstler kazanır...
Başlar başlamaz müthiş baskı 'topu koyar ve vururum' efsanesi olan Selçuk, müthiş frikikle düğümü çözdü. Sonra 15 ile 35 arasında kendini aşan bir Eskişehirspor izledik...
Muslera'yı tehdit bile ettiler birçok kez... Ama iyi ortalar vardı maçta ve çoğu da iyi goller getirdi. Daha ilk yarıda rakibinin ümüğünü sıktı Galatasaray...
İkinci yarıda üç farkın rölantisiyle oynayan ve kendini Lizbon deplasmanı için koruma altına almış olan bir Galatasaray vardı...
Bir de iki kez direkleri kıran ve Löw'ün huzurunda gole kavuşmayı çok isteyen bir 'Poldi' vardı...
Son dakikalarda gelen Bilal'in nefis golü ise pastanın kreması gibiydi...
Hepsi budur...
MAÇIN ADAMI
'Her maç varım' diyen Selçuk...
KIRILMA ANI
Selçuk'un topun başına geçtiği dakika...