Kafalarda şapka kalmadı

G.Saray puan cetveli kadar coğrafyayla da boğuşmaya başladı. İzmir'de takımı seyahat ve ağır deplasman yorgunluğu basmadan maça basmak, sonra da ileri çıkması muhtemel rakibine tempo ayarı çekip maçı alıp kaçmak... A Planı da bu, B Planı da bu Gerets'in... 48 saatte -2'den + 33 dereceye, 35 derecelik bir fark ve sulu kardan yapışkan neme yolculuk. "Aklın yolu bir" maçlardan birisi, nemli bir buluta sıkıştı kaldı. Zaten yazının bu kadar kısmı coğrafya dersi ile hava durumu bülteni gibi eridi gitti bile. Gerçeğe toslamamız 10 dakika sürdü. İleri üçlünün "ortak yapımı", A Planı'na işlerlik kazandırdı. Göbekten gelen golün 4 dakika sonra aynısından bir daha... 15. dakikada yine aynısından bir tane daha. Bu sefer de rakip atıyor ama 3 gol de göbek zâfiyetinden. Kanatsız uçuyor maç... Ne şanslı bir yer ise bu "forvet arkası", orada oynayanlardan 3 gol var ve daha önemli bir gerçek Cihan'ın 3 maçtır ayakta duracak halinin olmaması. Orhan çıkışa geçerken, Cihan yürümeye başlamış bile. G.Saray oyun olarak da skor olarak da çok önde ama oyun 2-1 sürerken Mondragon olmasa Zafer maçı çoktan kapıp kaçacak, maçı alıp kaçmaktan başka planı olmayan rakibi karşısında. Ama Ümit Karan'ın "kafalarda şapka bırakmayan" golü bir başka gerçeği de önümüze serdi. Sanki 48 saat önce kutuplarda yorulan Vestel Manisaspormuş gibi durup durdu dipdiri G.Saray'ın önünde. İkinci yarıda da kendini sıkmadan oyunu idare eden ve silahlarını doğru kullanan G.Saray biraz dinlenmeye dikkat ederek oynadı. Oyunuyla da, golleriyle de, yardımlaşmasıyla da ve bir hafta bu maça hazırlanan rakibinin karşısında bu deplasmanı 24 saat düşünerek hazırlanabilen G.Saray'ın dünkü liderliğine saygı duymak gerek. Hatta bir yerlerden emanet şapkalar bulup onları da çıkartmamız gerek. Herkesin kaybettiği haftada çok şey kazanan G.Saray liderliğini açık puan farkına taşırken hücumdaki gücünü herkese kabul ettirmeye başladı. Unutmadan söyleyeyim, golleri de çok güzelleşti G.Saray'ın. Yani liderlik katmerlendi.