Sahanın hemen dışına 6 bin 500 kişi, sahanın içine de Çek oyuncu Heinz'ı eklemiş olarak çıkan G.Saray, başlama düdüğü ile birlikte oyunundan çok şeyi eksiltmiş olarak gösterdi. Altan ve Ümit Karan'ın olmayışı, hatta bana göre Hasan Kabze'nin kadroda bulunmayışı kronik sıkıntıyı uzun süre gösterdi. Karşısında da iyi bir takım ve başında da 6-0'lık bir apoletle dolaşan Werner Lorant vardı. İlk yarı boyunca tehlike konisine iyi ve kademeli kapanan Sivasspor'un yüksek topları kolayca topladığı, kazandıklarını da yerden ve ayağa kullanarak planladığı gibi bir maç oynadığını gördük. Taşları yerinden oynayan G.Saray, programsız geliyor, plansız gol arıyor ve bu nedenle bütün atak denemeleri temenniden öteye geçemiyordu. 20. dakikadan sonra maç yeni yapılan tribünlerin önüne yığıldı. Golcü olmayan forvet Necati, çok müsait durumda çerçeveyi bulamazken, direği bulabilen oyuncu, golcü olmayan Saidou idi. Sıkıntı, Heinz ve İliç'e "maç eğitimi" vermek için yanlış rakibin seçilmiş olmasından kaynaklanıyordu. Ama Gerets, kendisine geç verilen bu oyuncuları da, "yarışırken kazanmak" zorundaydı. Önden arkadan kapatılmış Hakan Şükür'e şişirme ortalar bu düzeyde bir takım için geçerli bir model olarak kabul edilemez. Çünkü bu model ilk kornerini 45. dakikada atabilen bir iç saha maçı oynamakta olan bir şampiyon adayı çıkardı karşımıza. İkinci yarıda "daha fazla kazanmak isteği" giyinmiş olan ve Musa Kuş'u alarak bunu açıkça gösteren Sivasspor, oyununu üç puan iştahı ile soslamıştı. Bu da G.Saray'ın rakibin arkasına doğru boş alanlar bulmasını sağladı. Ancak final paslarını doğru tercihlerle süsleyemeyen G.Saray, gol vuruşu tekniğinden uzak oyuncular nedeniyle atacağı golü tesadüfe bıraktı. Konuk takımın genç ve deneyimsiz olduğunu bildiğimiz müthiş bir kaleciyle oynaması, işini kolaylaştırdı. Bu nedenle de G.Saray en çok seyircili maçında en büyük sıkıntıyı yaşadı. Dün gece bana bir daha gösterdi ki, G.Saray'ın geleceği Hasan Kabze'de gizlidir, ne Necati'de, ne de Ümit Karan'da... Oyuncu eksilten Altan'la, ikinci yarının büyük kısmını tek kale oynayan takım, son 20 dakikada silahlarını da sahaya sürmüş oldu. Ancak seyircinin iştahına oyuncuların yürekten çabası eklenmesine rağmen mağlubiyeti hak etmemiş olan Sivasspor, maçın tamamına kendi yarı sahasında el koymuş oldu. Yenilgiyi hak etmemişlerdi... Ama galibiyeti de... Karanlığa doğru giden maç, Ümit Karan'ın çifte sevinciyle aydınlığa dönüştü.