Kartepe futbolland

A -
A +

Kayserispor ile ilgili bilimsel bir çalışma için Süleyman Hurma dostumdan aldığım davete hemen icabet ettim. Maksat futbol olsun... Yaz aylarındaki boşlukta futbolumu doldurmak da işime gelmedi değil hani... Biraz hızlı yürüseniz bir Almancı işadamı-menajere toslamanız pek mümkün. İşinin bir şubesi Brezilya'da olduğu için birdenbire "futbolcu pazarlamacısı" oluveren biri sizi hemen bir kahve içmeye davet ediyor. Kahveyi içerken, gelecek vadeden bir genç Arjantinliyi tüm ayrıntılarıyla dinlemek zorundasınız. Ondan kurtulduğunuzda bir masörün anılarla dolu hoşsohbetine, ya da bir hoca yardımcısının nasıl çalıştıkları ile ilgili küçük bir brifingine yakalanırsınız... Hadi onu da atlattınız diyelim, hocalardan biri transfer yapamayan yönetimini anlatacaktır size... Orada Bülent Korkmaz ile kuzu çevirmeye gitmek de mümkün, Tolunay Kafkas ile "Lorenzo's oil" kitabı ve filmi üzerine bir sohbete dalmanız da... Metin Yıldız'ın ikram ettiği puroyu reddetmek ayıp, Güvenç Kurtar'ın ağlaşmasını ise sahte bulanlarla tartışmak gereksiz, kaleci Yaşar'dan uzak durabilmek ise çok keyifsiz... GREEN PARK Otel ve tesis muazzam... Tek kelimeyle mükemmel... Otelin personeli serin akşamlara sıcak bir lezzet katıyor ve katı futbol akşamınıza... Sınırsız ikramlardalar ve sürekli hatır sorup bir eksikleri var mı yok mu; onun peşindeler... Her an Ulvi, Recep Çetin, Zafer Biryol ve Altan ile çay içebilirsiniz... Sahalar elverdiğince iyi. Hava tam bir futbol idmanı havası. Oksijen ise gani... Yemekleri futbolcu besleyecek zenginlikte ve çeşitte. Meyve ve sebze ile tabii ki tatlılar bol tutulmuş... Cornerspor ile ortak çalışma çok başarılı bir sonuç veriyor. Hiçbir şey aksamadan yürütülüyor. MEHMET TOPUZ Bu genç adamı çok merak ediyordum. Diğer yıldız Gökhan Ünal kendine yeteri kadar afişe edip tanıtabildiği için futbol dışı kimliği anlaşılıyordu ama Mehmet Topuz'un "üç aşağısı ve beş yukarısı" oluşamıyordu kafamda. Hocasının ve idari menajerinin izniyle birkaç kez birlikte sohbet edebildim. Afrika'nın pırlanta madeni sanki... İçi dışı bir, başka takımdan söz edince yüzü asılan, kim ve ne kadar olduğunun farkında bir Anadolu çocuğu. Tamamı bana kalsın ama sadece şunu paylaşmalıyım ki, futbolculuğu kadar adamlığı da öne çıkacak önümüzdeki yıllarda. Satmamakta o kadar haklılar ki... Ama, ötekiler de istemekte o kadar haklılar ki... SOSYAL-ASOSYAL Sosyal olanlarla asosyal olanların harman yeri Kartepe Gren Park... İki öksürdüm, eski Karşıyaka masörü, şimdi Kocaelisporluları yoğuran ellerin sahibi Murat kardeşim, öksürük için ilaç-şurup ne bulduysa alıp koşuvermez mi, içirmeye?.. Lazarov'un yemek kuyruklarına hiç itibar etmeden tabağını alıp önüme geçmesini ise hiç affetmeyeceğim. Tolunay hoca ile 2'ye 1'leri konuşurken ve tam hücum prensiplerine geçecek iken yan masadan gelen tavla teklifini geri çevirememesi üzerine Güvenç Kurtar'la diğer takımların dedikodusuna dalıyoruz. Kayserispor'un Arjantinlisi şaşkın şaşkın etrafına bakarken çayımı deviriyor ve çok üzülüyor. Adam, Kartepe'yi Türkiye sanıyor, çünkü Madrid üstünden doğru oraya getirilmiş, Allah bilir şortum olmasa beni de Kayserispor Başkanı... Arkadaşı olmayan ve dişi ağrıdığı için odasında kıvranan bir Afrikalı için hepimiz üzülüyoruz ama dilini bilen bulunamadığından, 6 artı 1 kurbanı garibim Afrikalı, odasında bunalıma terk ediliyor zorunlu olarak... ÖZETLE... Üç gün boyunca futbolun asla sadece bahis kuponlarına sıkışıp kalan bir dünya olmadığını, sadece sahada koşturan adamlarla televizyonda konuşan bir takım adamlardan ibaret olmadığını bir kez daha gördüm Kartepe Green Park otelinde... Pardon tesislerinde... >> Figaro'nun düğünü Fenerbahçe hala kutluyor... Cadde gösterisi mükemmeldi tek kelimeyle. Etkilenmemek mümkün değildi... Ayranları olduğuna göre içmeye, tahtırevanla çıkacaklar caddeye... Zenginin malı tabii ki züğürdün çenesini yoracak... Bir tek eksiği vardı bu işin... İtalyan'ın yaptığı ışık ve görüntü şovuna diyecek yok, ama ön tarafa da bir kupa koyup geçirmek isterdi. Türkiye Ligi filan değil... Gerisi yaşıyla övünmek oldu... Bir de isterdim ki, l907 çocuk sünnet ettirilsin, 1907 genç F.Bahçe bursu kazansın filan... >> El rehberi Yeni sezonla birlikte yorumcularımızın bilenmiş ve sivriltilmiş kalemleri de hazırlanıyor. Bir hatırlatma da benden... Yahya Kemal Beyatlı demiş ki: "İyi bir şiir kötü okunabilir, ama kötü bir şiir istense de iyi okunamaz." Ne güzel değil mi?.. İyi oynayan biri için "ben beğenmedim kötü idi..." diye yazabilir siniz... Ama kötü oynayan biri için "iyi oynadı" diyemez siniz... Derseniz, sizden şüphe ederler... >> Profesyonel Hep söylerim; bu kelimeyi yanlış bildiğimizi ve yanlış kullandığımızı... "Profesyonellik; bir işi belli bir ücret karşılığı ve yapılan akit şartlarına göre yapmak değil, oluşacak her türlü olumsuz şarta rağmen yapmayı sürdürebilmektir..." Bülent Yıldırım, annesini toprağa verdi ve maça çıktı. Acısını bir kenara bıraktı veya erteledi ve ülkesini bir yabancı ülkede temsil etti. Kim demiş "hakemler profesyonel olsun" diye... Çoktan olmuşlar işte... >> S-ÖZ Şiir, büyük zekaların gördüğü düşlermiş... Lamartine >> POST-İT "2008 Galatasaray'ın yılı olacak" diyor Sayın Başkan Canaydın... Ben inanıyorum gördüklerime... Bütün sorun; 2007'nin yarı yılı ve cezalı haftalar nasıl geçecek?.. (Ümit Aktan) Şair; ıstırapla kazandığını, coşku ve sevinçle verebilenmiş... G.Saray çok ıstırap çekti de, takımdaki şairleri bekliyor seyircisi...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.