Seminerin bir bölümünde Attila Gökçe'nin olimpik ruhu temsilen yaptığı kıyaslama, bir başka bölümünde de Kaan Ark'ın TV-bahis-denetim üzerine yaptığı değerlendirme; en ilgi çekici bölümlerdi… Gerisi genelde 'geyik muhabbeti" düzeyini pek aşamadı...
Attila Gökçe'nin katıldığı oturumda ana fikir "performans için her türlü melaneti göze almış" bir sporcu ve yönetici kitlesine dikkat çekilmesi üzerineydi.
"Sporcu değil; kazanmaya programlanmış genlerle donatılmış yarışmacı bolluğuna" değinildi.
Devşirmelere, dopingcilere ve buna göz yumanlara verildi, veriştirildi.
Futbol endüstrisinin bu kadar önde olmasının diyetlerinin ödendiği vurgulandı.
Bu kadar paranın döndüğü bir aksiyon merkezinin atraksiyonlarla bezenmiş kısır döngüsünün sunabildiği "kirlilik" anlatıldı.
Veee...
En önemlisi...
Böyle bir durumun alabildiğine kirlenmiş beyazının; diğer tüm spor branşlarını da nasıl zehirlediği dile getirildi…
Kazanmanın yarışmanın ne kadar önünde tutulduğu bir algıdan söz edildi...
Acımasızca gerçeklerin altını çizdi o bir saatte Atilla Gökçe…
Ve paranın kirlettiği dünya…
İspanya Ligi'nin yayın hakkını yıllık 600 milyon avroya satın alan Telefonica şirketinin yanı sıra bizim ligimizin sezonluk yayın hakkının 377 milyon avroya; yani yarısından fazlaya denk geldiğini biliyoruz...
Ancak...
İspanya Ligi'nin yurt dışı yayın hakları ile beraber tüm yayın hakları geliri 3 milyar avro...
Bize ise yurt dışı geliri olarak "0" kalıyor...
Yazıyla ve kocaman bir "SIFIR..."
Yasa dışı oyunlarla birlikte kaçak paranın ise haddi hesabı yok...
Öneriler; yasalarla banka giriş çıkışlarının denetlenmesi yönünde...
Oysa bir maça 1.04 oran tespit eden acımasızlık biraz ıskalandı gibi geldi bana...
Çünkü kaçak paranın nedeni içerideki bahis oyunlarını yetersiz bulanların kaçmasıyla oluşan bir kaçak para durumudur...
Artı değer ile artık değer arasındaki farkı anlattılar bize...
Ama yine de çok aydınlatıcıydı…
Bu iki bölüm seminerin en verimli dakikalarını oluşturdu…
Antalyaspor tehlikeli sularda yüzüyor…
Mesele; kulübün Eto'o'ya "anahtar teslimi" olarak verilip verilmediğidir...
Eski takım arkadaşını hoca olarak getiren, ardından eski takımından oyuncu getiren ve şimdilerde kendisinin 21 milyon avro bir fiyata Çin'e gideceği dedikoduları yaşanan Antalya, vahim bir durumun eşiğine sürükleniyor...
Bir oyuncuya teslim oldular gibi geldi bana...
POST-İT
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman'ın uluorta söylediği sözler onlarca gazetecinin önünde söylenince kullanıldı doğal olarak...
Galatasaray'ı incitecek ifadeler basında yer buldu...
Ya başkanın herkese konuşmaması ya da konuşurken diline bir terazi takması gerekecek...
Ayrıca onun hedefi an itibariyle Galatasaray değil, Fenerbahçe olmalıdır; çünkü onunla yarışıyor...
S-ÖZ:
"Niçin hep birlikte barış ve uyum içinde yaşamayalım? Hepimiz aynı yıldızlara bakıyoruz, aynı gezegenin üzerindeki yol arkadaşlarıyız ve aynı gökyüzünün altında yaşıyoruz."
(Aunius Aurelius Simachus)