Kayserispor değil Kayseri inanmalı

A -
A +
"Bizler inandık, siz de inanın" diyerek maç çeviren seyirci çok gördük son zamanlarda. Ben bu sloganı ilk kez Kadıköy'de Fenerbahçe'nin G.Antep karşısında devreyi 0-3 kapattığında duymuştum. Çok etkilenmiştim. Sonra maçı muhteşem bir "geri dönüş" yaşayarak geri çevirmişler ve 4-3 kazanmışlardı. Bu sloganı Kayseri kentinde futbolcuların tribünlerin önüne gelip seyirciye haykırması gerekiyor ve bu da beni çok üzüyor. Orada gördüğüm; idari ve teknik kadro ile oyuncular fena halde inanmış ama seyirci ve yerel medyanın "neye sahip olduğu" konusunda en ufak bir fikri yok. Kayserispor'un yakaladığı "şey" asla tesadüf değildir. Bu "şey" Sivasspor'un yakaladığına da hiç benzemiyor. Bu, planlı ve programlı bir çalışmanın ürünüdür. Atılan her adım, satılan her oyuncu ve alınan her adam ince ve titiz bir çalışmanın ürünüdür. En başta Belediye Başkanı ve "fahri başkan" Özhaseki'nin sakin ve olgun enerjisi, Başkan Recep Mamur'un iddiasız görünen "kavgasız" tavrı kenti hiç beklemediği bir yere oturttu. Beyler, Kayseri kenti "ligin başkenti" oldu iki haftadır. Büyük ihtimalle şubata kadar da bu böyle... SÜLEYMAN HURMA Yönetimin ve idari birimlerin sakin ve olgun tavrını, hiç de fazla öne çıkmadan, gerektiğinde "kalkan" olarak teknik kadronun enerjisiyle birleştiren bir "genel menajer." Transferlerdeki isabetin nedeni; onun emeği ile oluşan "muhteşem konsensüs" sonucunda, tam yerine oturması. En zorlandığı konu kendi kentine nelere sahip olduklarını ve olacaklarını anlatamamasıdır. Alırken "kâr" ettiği oyuncularını satarken "büyük kâr" durumuna dönüştüren "Kayseri ticaret mantığı"nın evrensel uygulayıcısıdır. TOLUNAY KAFKAS Adam... Elindeki "helva" malzemesinden "kabak tatlısı" yapmaya kalkmamış, tam tersine en iyi kabak tatlısı yapabilmiş bir teknik adam. "Teknik" dışında da fena halde "adam..." O "şey" için en hazır adam... Ağlamayan, kendine yontmayan, gerektiğinde dik duran ve nerede dik duracağını çok iyi bilen, rakibine göre oyun planlayabilen, zaman zaman 4-6-0 gibi en çağdaş futbolu oynatabilen adam. Rakibini küçültmeden, aşağıya çekmeden, ancak ondan daha iyi olursa onu geçebileceğini herkese kabul ettirebilen adam... ÇEKİRDEK ÇİTLEYEN ADAM Maça bedava gelirken, bedava girerken bile 4 ton kuru pasta ve 40 bin kutu meyve suyundan alan, yani lider olmuş takımını, cebine bir şey girmez ise seyretmeyecek kadar "Kayserili" olan adam.. Türkiye'nin en ideal konforunda maç izlerken çekirdek kabuğu biriktirip maçtan sonra bunları 4 adet çöp kamyonu ile toplattıran adam. Sadece eleştiren adam. Seneye belki de Şampiyonlar Ligi'ne "doğrudan girecek" bir takımı izlediğinin, seneye de Şampiyonlar Ligi'nde Rooney, Torres, Henry, Messi, Ribery, Ronaldo filan seyretme ihtimali olduğunun farkında olmayan adam. Benim İstanbul'dan kalkıp maç seyretmeye gelebilmek için "Bana da bir kişilik yer var mı?" diye izin isteyeceğim adam. SONUÇ Orası "bahis skandalından" uzak, "seks skandallarının" olmadığı bir futbol kenti olmalıdır. Futbol kenti futbol takımı ile olmaz. Futbolu seyredenleri ile olur. Takımına inanan yerel medya gücünün sinerjisiyle, seyredenin ekonomik dayanışmasıyla ve Kayseri'nin muhteşem ticaret mantığına "almak için vermek de gerekir" sözcüğünü kabullenmekle olur. Eşeği boyayıp satan adamdan çok şey beklemiyorum herhalde. "Allah verene verir" derler. Benim için sezon sonuna kadar, Kayseri söz konusu olduğunda "şey" olarak kalacak olan o muhteşem sevgili ve beşinci büyük olabilme hayali için "Bakın artık en azından benim gözümde baş köşedesiniz" diyorum ve ancak şunu söyleyebiliyorum: "Yönetimi, hocası ve oyuncularıyla onlar inanmış, lütfen artık sizler de inanın ey Kayserililer."S-ÖZ "Kız dediğin İstanbul gibi olmalı Fethi zor, Fatih'i tek olmalı.. (Bir kamyon arkası) Şampiyonluk İstanbul gibidir Şampiyonluk bir sevgilidir. Bir kıza benzer. Söz bölümünde okuyacağınız kamyon arkası bunun için seçilmiştir. Bir kızı da birçok kişi ister, ama biri alır. Ne kadar güzel ki, bugün o kızın evinin önünde "bir çikolata" yaptırıp kızı istemeye gelen bir kalabalık var. 6-7 aday var kızı isteyen... Kimi zorbalıkla.. Kimi kibarlıkla.. Kimi sinsice.. Kimi akıllıca.. Kimi entrikayla.. Kimi süslü tramvayla.. Kimi ihtirasla.. Kimi şamatayla.. Kız babası neye bakar? Durumu iyi mi, saygın biri mi? Eli yüzü düzgün mü? Vee kızın gönlü kimde? POST-İT Geçen sezon Gökhan Emreciksin'e şöyle diyorlardı: "Bak evlat, genç yaşında çok çalıştın ve neredesin şimdi?" Cevap hazır: "FENERDEYİM." Bu sezon soruyorlar: "Evlat kovuldun bak. Düştün aşağılara, şimdi neredesin?" Cevap hazır: "LİDERDEYİM." >> Kayseri'nin gol çizgisinden "geçti" dendi kendi sahasında, yarıştığı rakibinin maçında ve kazanamadı. Yarıştığı rakibine ise "geçmedi" dendi ve kazandı.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.