İlk golü Brezilya üretse veya kafayı Ronaldo, İbrahimoviç gibi biri vursa, ya da asisti Dany Alves filan yapsa ağzımız açık kalırdı...
Maça göre kadro seçmek ve herkesi izleyip görmek için kolaydan zora giden son derece doğru bir program seçilmiş.
Terim'de 'yatırım oyuncu' profilinden, 'yerleşik kadro' düzenine adım attı dün gece. İrlanda gecesi iki-üç oynama ile bizim çekirdek kadromuzun nasıl olacağının sinyallerini verdi...
İrlanda'nın oyun karakteri olan hız, şut ve uzun top anlayışına hız olarak fazlasıyla karşılık verdik. Tam ezilir gibi göründüğümüz anda üst düzey bir gol de ürettik. Selçuk'un Gökhan'a attığı ve onun da en sevdiği türden has ve sonrasında Gökhan'ın bitirici ortası ile Ahmet'in öldürücü kafa vuruşu...
Bu golü Brezilya üretse veya kafayı Ronaldo, İbrahimoviç gibi biri vursa, ya da asisti Dany Alves filan yapsa ağzımız açık kalırdı.
İlk yarının iyi oynayanı idik ama işin bir de tuhaf tarafı vardı. Kalemizde üç gol tehlikesi yaşadık, iki mutlak olanını Onur harika kurtardı, rakip kaleci ise yere bile yatmadı ama biz 1-0 öndeydik!
İkinci yarıda yere indirdik ve daha bilge bir futbol oynamaya başladık. Ne zaman ki; öne oyuncu arttırarak ve geriyi ortaya kadar getirerek oynamaya başladılar işte o andan itibaren kontralarımız ikinci gol sinyalini verdi ve bulduk da o golü...
Ama İrlanda da gol için aldığı risklerin karşılığını alıp maça tekrar ortak oldu... O dakikalarda da 'direnme' yapabildiğimizi gösterdik. Skoru korumak da bir marifettir...
Önemli olan, yıllardır yenemediğimiz bir takım karşısında bile Fatih Terim'in en çok üstünde durduğu konu olan 'kazanma alışkanlığı' bilincinin yerleşmesiydi...
En azından onu sağladık...
MAÇIN ADAMI
Takımın vites kolunu eline alan Nuri...
KIRILMA ANI
Martin O'Neill'in 3 oyuncu birden oyuna soktuğu an.