Sahaya çıkan kadro yanlıştı. Sonra birer birer olması gerekenler yapıldı. Ama Şampiyonlar Ligi arenasında bu tür yanlışın faturası ağır oluyor...
Maçın öncesindeki tablo; bazı şeyler iyi giderse dahiyane bir farklı düzen ve oyuncu profili, kötü gittiğinde de 'böyle kadro mu olur' diyeceğimiz bir görüntü veriyordu.
Oysa solda Carole yalnızlığa terk edilmişti. O yalnızlıkla Sabri başa çıkabildi saf kanatta ama Carole'un gücü yetmedi...
Negatif oynarken ama oyunu ahım şahım bir pozisyon vermeden götürürken sade ve basit bir gol yedik. Asist ve gol vuruşu birleşimi bir Griezmann golü...
Kimsenin hatası olmayan sadece rakibin becerisi olan bir goldü...
Sonra da biz hiç üçten fazla gidemezken 6-7 kişiyle geldiler kaleye yakın gol hunisinin içine...
İkinci golü yediğimizde üçü kale sahası 5'i de ceza sahamızın içinde toplam 8 rakip oyuncu vardı...
Sonra ısırdık biraz topu ama skandal bir gece yaşayan Emre adeta kendi boynuna ilmeği kendi geçirdi ve erken aldırdı kendini kenara...
Pas kalitesi bu kadar yüksek bir takıma karşı böyle olmayan bir pas kalitesiyle geri düşmek doğal sonucudur bu oyunun.
Alan savunmasını gölge savunması olarak algılayan Galatasaray'ın geri adamları içinde ilk yarının en iyisi Denayer olurken Atletico'nun tüm etkinliklerinin Carole üstünden geldiğini ve hepsinin de başarılı olduğunu da kabul etmeliyim...
İkinci yarıda mükemmel bir oyun ve çok doğru bir 4-4-2 ile inanılmaz bir pres çıktı ortaya...
Oynarken ve zorlarken yatıp yatıp kalkmamaları da bir ders gibiydi bize...
Oyunun tiyatro kısmında da çok başarılı oldukları için topu bir türlü Atletico Madrid kalesine atamadık. Ama bu arada ikinci yarıda kalemizi de göstermedik. Zaten çok önde oynamaya başladığımız için boş alan oyuncusu Torres'i aldı oyuna Simeone...
İkinci yarıdaki doğrular maçı çevirmeye yetmedi tabii ki... Çünkü burası Şampiyonlar Ligi ve kervan yolda düzülmüyor maalesef...
MAÇIN ADAMI
Muhteşem bir pas kalitesi ve gol vuruşu sunan Griezmann...
KIRILMA ANI
Carole'un üstünden yüklendiklerinde bir kere daha kırıldı maç...