Galatasaray'daki yeni yapılanma konusunda bir şeyler yazmak zamanı geldi. Ortalığın toz dumandan arınmasını bekledim ve önümde netleşen görüntüye bakarak bir değerlendirme yapacağım. Yönetimin ayağı yere basan ve "kayıkçı kavgalarından" uzak duracağını açıkça gösteren görüntüsü "adama iş" anlayışını anında gömmüş ve işe göre adam peşine düşmüştür. Ortaya şöyle ızbandut gibi bir Afrikalı alalım" da bir yapılanma yöntemidir, "yenilmeyi kabullenemeyen bir karakter" peşine düşmek de... "Uca öyle bir adam alalım ki topu ısırsın" da bir alışveriş anlayışıdır, "alacağım adamı iki sene sonra satabilir miyim de..." Bunlardan birincileri hâlâ daha uygulayanlar var. Bunlardan biri de son zamanlarda hep Galatasaray olmuştu. Hatta önde gidiyordu... Ne zaman ki zaman durdu, devran dönmez oldu, silkindi ve kendine geldi koca bir camia, işte o an "doğruları" yan yana getirmeye başladılar. Siz bakmayın medyanın "hayallerini haber yapıp" size sunmasına. Ne yönetim de çatlak sesler var, ne de yalandan pazarlanan transfer çıkmazlarına. Başkan bir lider... Etrafında toplanılacak, az konuşan, konuşurken "iki düşünüp bir sarf edecek" kadar komplekslerinden sarınmış. Kurduğu yönetim ise "çatır çatır tartışıyor" ama kapalı kapıların ardında. Sokakta değil... Medyayı örgütleyerek ve kurgulayarak asla değil... Bu yönetim Bülent Tulun'un "etki alanını" da doğru biçimde kullanıyor. Ali Gürsoy gibi bir donanım harikasını da. Adnan Öztürk gibi bir "gelecek" orada olgunlaşıyor her gün. Projelerin biri bitmeden öteki geliyor. Ama mesele sadece transfere kilitlenmiş gibi "hayallerde yer alan Galatasaray çöküşü" haber sayfalarında yer alıp duruyor. TOMURCUK DERDİNDE OLMAYAN AĞAÇ, OLSA OLSA ODUNDUR... "Forma sattıracak ve hayaller kurduracak" adamlar yerine "kısa vadede nokta hedefe atış" niteliğinde hamle yapma kararı vermelerinin ilk nedeni büyük ihtimalle ilk verdikleri karar oldu: "Takımın başına bir adam getirmeye karar verdiler..." "Adam" sözcüğünü özellikle seçtim... Sevk ve idare yeteneği kadar "yetiştirici ve yarışmacı" özelliklerini onun kadar isabetli kullanan ikinci bir isim yoktu. Köklerine bağlılığı da cabası. O bir yetiştiricidir. Kendi malzemesiyle yarışmaya bayılır ve hiçbir zaman hazıra konma yolunu, ya da her yolun mubah olduğu şekilde kazanma yöntemini seçmeyi denememiş tam bir liderdir. Üstelik 10'da biri maaşı için meclis soruşturması isteyenlerin şimdi 10 mislini verip eteğini öptükleri "uçan Hollandalı", bizi "hiç seyretmeden yapılandıran", bizi Abramoviç artığı ve Chelsea manyağı yapmayı deneyen ve "en erken elendiğimiz" bir uluslar arası turnuvanın mühendisi olan adama yenik düşürdüğümüz mal varlığımız olmuş iken... Ama onu onun takımından olanlar sevemezdi ki... Çünkü yurdum insanı sever ve nefret eder ama saygı özürlüdür... BÖCEK OLMAYI KABULLENENLER, EZİLİNCE ŞİKÂYET ETMEMELİLER... Celtic takımının stadındaki giriş koridorunda ve en çok önünden geçilen yerde şöyle bir yazı vardır: "Celtic forması ikincilere göre değildir. Onlara bir beden büyük gelir..." Yönetimin ağırbaşlı tavrı ve duruşu, polemikten beslenmeyeceğini hemen belli ettiği Galatasaraylılık kimliği ile Terim'in liderlik vasıfları yine ideal bir biçimde örtüşüyor. Kendini kurt zannedenlerle, yeni yetmeleri bir güzel harmanlayacak hepsine önce "Galatasaray karakterinin" ne olduğunu öğretecek. Kaybedilen değerleri geri getirecek. Saha içi başarısı ile bunları getirmek yerine, bunları sağlayarak saha içi başarılarına ulaşmayı deneyecek. Güzel günler görecek Galatasaraylılar... "Rakibine saygı duyabilen en iyi" olmanın, mümkün olduğunu gösterecekler. Güneşin doğuşu çok yakın... POST-İT Dün bir uçağa bindi TFF Başkanı Mahmut Özgener ile UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik. Yanlarında Konyaspor Başkanı Bahattin Karapınar vardı. Cenevre'de UEFA gibi "şikeci ve komitacı" bir kuruluşun kapısına dayandılar. Tarihte benzeri görülmemiş bir vahşette verilen 2 yıllık cezaya itiraz ve savunma götürdüler. Pekiiii... Bütün takımları bağlayıcı niteliği olan bu dehşet karşısında Kulüpler Birliği'nin üyeleri olan başkanlar ve onların değerli Kulüpler Birliği Başkanı ne yapıyordu o sıralar?.. "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diyorlardı maalesef... S-ÖZ Mesaj trafiği atasözü "Değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan Sırrı üçüncü bildi ise, hepsini sil baştan..." 2-4-6 SAYI DİZİSİ GELDİĞİNDE HEMEN ARKADAN 8 GELECEĞİNİ BİLİRİZ VE İÇİMİZ RAHATTIR. AKSİ İSE EZBER BOZAR. Son mesajlarla bozulduğu gibi...