Körlerle sağırlar birbirini ağırlar

A -
A +

Önce genel hikmetinden sual edelim bizim mesleğin. Gazetelerin hikayelere ihtiyacı vardır. Gerçeklerden çok, etrafında dans edecekleri hikayelere ihtiyacı vardır. Gerçeklere "gerisi hikaye" şeklinde demir atmayı öğrenmiştir son yıllarda. Yalın, gerçek, tatsız ve sevimsiz gelir ona. Yalın gerçeğin acıtma ihtimali çoktur karşıdakini ve daha büyük bir olasılıkla menfaatlerine payandalı duran kendi öz benliğini... Kör ve sağır kalanlardır orada toplananlar mesleğe. Sahip çıkabilecekleri tek değer, canlı yayın sırasında çok biliyor görünmek ile, ne iyi konuştu arasında gidip gelebilmektir. Gerçeği hikayelemek için kalemin gücünü, kalemin raksını, kalemin cilvesini ekler işin ucuna. Adam da alır, adam da satar bir noktalı virgülle... Bazen de kendini bir parantezin içinde... Dil bilmediği gibi, dil bilgisi bilmek zorunluluğu da yoktur kalemiyle kırk takla atabilenlerin. Bilmez ki kalem; bükülmez, kırılır... Gerdan gibi... TSYD DÜŞ İŞLERİ KURULSUN Okuyana hayal kurdurmak üzerine madem, bir düş işleri departmanı kurulmalı bizim derneğin. Elinden anlı şanlı TSYD Kupası'nı yitirmiş, Türkiye Kupası gibi bir asaleti "angarya ve formalite" dualarıyla toprağa vermiş ve yılda sadece bir kez, o da iki gün seminer adı altında toplanmaktan başka bir marifet kupa üretememiş bizim derneğin, kendini gözden geçirip yeni düş ilişkileri oluşturmasını tavsiye ediyorum... Mesela koca bir ligi yayınlayan, radyo ile dağ köylerine bile "şifresiz" ulaştıran Lig Radyo'dan bir temsilci bile davet edilmez miydi?.. Görüşleri alınamaz mıydı?.. Hakemlerden azar işitmek yerine, toplantıyı kulis faaliyetlerine peşkeş çekmek yerine, yeni projeler oluşturacaklar ve eski dertleri süre gidenler de kendilerini ifade edemezler miydi?.. Benim derneğimin üyesi olan bir futbol emekçisini kapının önüne koyan Radyo Spor yönetimine, "akreditasyon olabilecek" hiçbir özelliği olmayan birini nasıl yönetici yaparsın diye sorulamaz mıydı?.. Orhan Salkınaz'ın harcanması ve Barış Ertül'ün çok saygın bir futbol radyosunun başına gelmesi sorgulanamaz mıydı?.. Bunlardan yüzlerce var bende, oralarda boy göstermemek için nedenim olan... >> Arda Turan... Şeytanla dans eden kirlenmekten kurtulamaz (Yanlışlıkla dans eden kirlenmekten kurtulamaz) Bu genç kardeşimizin yeteneğinden söz edip sizi bunaltmak istemem. "Yetenekli ama..." diye başlayan, sonra da adamı doğrayanlardan da olmak istemiyorum. Arda'da gençlik ateşi nedeniyle henüz olgunlaşmamış bir kimlik bunalımı, bunun uzantısı olarak da bir konsantrasyon bozukluğu olduğunu düşünüyorum. Saha dışını daha önemsediğini düşünüyorum sahanın içinde olanlardan. Masaya çıkıp dans etmesi sorunum değil... Maçın bir yerinde, hemen göğsüne yazdığı yazıları, maçın içinde yaptıklarından daha fazla kovalamasını yadırgadığımı söylemek istiyorum sadece. Bırakacağı izin kalınlığını, attığı iki ara pası ve kaleyi bulan bir şuttan daha çok, formasının altına yazdıkları ve maç sonrasında yaptığı konuşmaya orantılamasını eleştiriyorum. Ondan beklenen şeyler, ayağında kramponları varken yaptıklarıdır. O ise sivil kıyafetlerle yıldız olma peşinde... Daha fazla kirlenmesini istemiyorum Arda'nın... >> İdeal gayedir, gaye ideal değil... Şimdi bir bakın bize her düzeyde 8 atabilen İngiliz'e... Lig, FA CUP derken, süt kupası, cola kupası, Carling Cup filan demeden sürekli oynuyor. Üstelik onlarında fanatik Hristiyan oyuncuları var ama sözleşmelerde "noelde oynamaz" maddesi yok... Bir de bize bakın... Kupa angarya olmuş çoktan. Ligin arasına giren Avrupa Kupası bile fazla geliyor da erteleme istiyoruz. 20 Aralık'ta ligi bitirmek zorundayız üstelik... Gayemiz İngilizler'i yenmek ise, onlardan daha iyi oynamak ise, idealimiz daha fazla maç oynamak olmalı... Daha az maç daha çok başarı... Bunun adı kolaycılıktır, kaytarmaktır... >> Şimdi de Almanca Bayern için Terim'in adı geçmiş...Gerdan kıran haberlerden biri mi bilmiyorum ama ben yakıştırmadım değil. Milli Takım yolculuğunun başlarında Piontek ile çalışırken İngilizce'yi söktü hocamız. Sonra Floransa yolculuğu öncesinde İtalyanca sahibi oldu. Şimdi bir de "Almanca" çıktı başına... Bir lisan, bir insan... Hocam, sen kaç kişisin?.. >> Business Channel Bayılıyorum Business Channel'in "lüzumsuz bilgilerine..." Al Capone'un kartvizitinde "mobilyacı" yazdığını, bir tek tel saçın 85/90 gram ağırlığı kopmadan taşıyabildiğini, bir yetişkinden günde 15 litre ter çıktığını, bilmiyordum... Birilerinin yaptığını yapan ve özgür fikir sıkıntısı çeken televizyon dünyamızda alternatif oluşturabilenlere hayranım... Bunlardan biri de Business Channel... >> POST-İT Hayatta; ölüm dışında kesin olan bir şey daha vardır. O da; ne kadar çalışırsanız çalışın, sonunda mutlaka "hata" yapacağınızdır. G.Saray "hata" yapmamak için sezonu en geç açan takım oldu... (Ümit Aktan) >> S-ÖZ İnsanda hayallerin yerini hâtıralar almaya başlamışsa, yaşlılık başlamış demektir... (James Brewer) Gündüz Tekin Onay ağabeyimin benim yayıncılığımda da emeği vardır. Onun kaybından doğan boşluğu onu hiç unutmayarak anacağım. Allah rahmet eylesin...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.