Maçın hikâyesi 3 hafta önceden başlar. Göreve gelir gelmez Kadıköy deplasmanını kucağında bulan Hagi, ardından en zor misafirlerden birini Ali Sami Yen'de ağırladı. Daha soluk alamadan ver elini Trabzon... Aslında hoca devirebilecek bir trafikten en az hasarla çıkabilmek için olaya saha dışından başlamıştı. Verimi arttırılmış Sabri, Elano ve Pino bile özgüveni tetiklenmiş Servet'le işi toparlamaya çalışıyor. Aslında problem oturtmaya çalıştığı bir takımla tamamen oturmuş bir takıma karşı dış sahada oynamanın zorluğunda gizliydi. Başlarda çok yüksek tempodaydılar. Sonunu getiremeyecek kadar hızlı, saldırgan ve hiperaktif oyuncular vardı sahada. Galatasaray iki kanatlara, Trabzonspor ise göbeğe kaydırarak kovaladılar galibiyeti. Türk futbol standartlarının çok dışında bir özellik de vardı. Hızlı ve aktif oyunu en az hata oranıyla oynamaya çalışıyorlardı. Son çeyreğe girildiğinde belli oldu ki, hata yapan oyunu kaybedecekti. Bir topu taca, kuşa atmaya kendine yediremeyen Servet'in aşırı özgüveni gollük bir asiste sebep oldu ve Trabzonspor çok istediği ve bir hayli de yakıştığı o koltuğa koşuyordu. Serkan Balcı ve Engin Baytar'ın dinamizmi, zaman zaman sakar golcülerle kısır bir tablo çizse de, yine de üçüncü büyüğü de devirmeyi başardılar. İki hoca da son hamlelerde oyunu süslemeye çalıştı... Biri Kewell'ı, diğeri Yattara'yı oyuna aldı. İkisi de oyuna bir şey eklemedi ama, hatayı yapanın kaybedeceği maç, Servet'in ikramıyla Trabzonspor'un oldu. Son dakikada direkten dönen topla, Pino'nun boş kaleye vuramadığı top ise tek kelimeyle Hagi'nin kısmetsizliği oldu. Uzatmalarda gelen Umut'un ikinci golü ise hak edilmiş bir başarının full aksesuara dönüş biçimidir ve bir oyun kazasıdır. Maçın hakemi çok başarılıydı. Ama bunun esas sebebi onun formda oluşu kadar, iki takım futbolcularının da tiyatrodan uzak, hakemi zorlamadan, çatır çatır bir mücadele vermiş olmalarında yatıyordu. Sonuç olarak Trabzonspor, 3 büyüğü de yenerek hak ettiği yere çıktı ama ligin ikinci yarısında onu bekleyen 3 adet İstanbul deplasmanına önlem almak için devre arasında minik bir operasyon gerek. Mutlaka onu düşünüyorlardır. Teofilo gibi oyuncuyu kaybetmek yerine, daha süratli, kontra atak yapabilecek bir arayışa girmeleri gerekir.