Maç, puan maçı olmaktan çıkarılmış, 'kimin demeci daha etkili olacak' maçına dönüştürülmüştü... Herkes avantajı avantaya çevirmek peşine düşmüş, biz de maç analizi peşindeyiz...
Peki, yapalım o zaman...
15 dakika pres yapan ve ileride marifetlerini çoğalarak sunan Galatasaray; 30 dakika pres yiyip iki pasın belini doğrultamazsa zaten maç kazanamazdı.
Ezildi, büküldü ve kırıldı...
Kendi sağından delik deşik oldu ve iki de gol yiyerek daha ilk yarıda bıraktı zirve mücadelesini...
Tam Chelsea'liktiler ilk yarının son otuzunda...
Attıkları hüner dolu ama yedikleri ise hatalarla dolu gollerdi.
İkinci yarıda hiçbir özel planı olmayan Mancini, hem değişikliklerinde hem de oyun şablonunu değiştirmekte çok geç kaldı. İçi boşalmış Selçuk ve Sneijder'le zaten bundan daha aktif bir oyun sergilemesi beklenemezdi.
Ne hızlanabildi, ne de tempo yapabildi...
Ligi bıraktı sinyor da haberi yok...
Burdisso'yu denemek için Antalya deplasmanını seçen Mancini için ikinciliğin bile hayal olduğunu kabul etmeliyiz dün geceki zombileri görünce...
Antalyaspor ise tüm doğruları bir araya getirdi...
Helal olsun onlara...
Şunu ayrıca belirtmeliyim ki; hakemin maçın hiçbir yerine müdahil olmadığı bir maç seyrettik sonunda çok şükür.
N'olcek şinci?
Bekliyoruz yeni sitelerden yeni açıklamaları...
Çünkü bu maçın sonunda gelen 1 puan aslında Mancini'nin kaybettiği 2 puandır.
MAÇIN ADAMI: Dedikoduları ciddiye almayan Halis Özkahya...
KIRILMA ANI: Golü atıp maçın bittiğini sandıkları an...