4 büyük takım mevzubahis olunca bir durup düşüneceksin. Bakmayın Sivasspor karşısında Beşiktaş'ın kaybına. Bakmayın Eskişehir ve Bursa'da ortadan cart diye yırtılan G.Saray'ın durumuna. Bakmayın F.Bahçe'nin dörtlenip, dertlendiğine. Bakmayın Trabzonspor'un içeride kayıplar verdiğine. Onları bu duruma düşüren takımların tek maçlık patlamalarından başka bir şey değil. Baş ağrısı gibi gelip geçici... Bıraktım küçük takımları desteklemeyi, kafalarında şampiyonluk olmadığı için. Dertleri bir büyük yenip, yöneticisi ile televizyona çıkmak, birkaç gün kendinden söz ettirmek, hocasıyla kendine daha iyi ve imkanlı takımlar bulmak, gündeme gelmek, oyuncularının vitrinin iyi bir yerine oturup kendilerine pazar üretmesi kaynaklıdır. Maçlarının gece ve yayınlanır olmasıdır patlamalarının nedeni... FB - GS - BJK - TS olunca bir durup düşüneceksin... Bakmayın Sivas kaybına, Mustafa Denizli'nin "hinlikleri" taşıyacaktır Beşiktaş'ı. Oradaki sorun, "pabucun" pahalı olmasından dolayı ancak tekinin sahaya atılmasından kaynaklanıyor... Bakmayın F.Bahçe'nin bir çuval puan kaybına, nisan ayında zirve yarışının orta yerinde olacaklardır Aragones'e rağmen... Bakmayın G.Saray'ın kaybolan kadro derinliği nedeniyle düştüğü mağdur duruma. Kendi küllerinden doğmakta üstlerine yoktur. Trabzonspor için 2 kere düşüneceksin. Öldü dediğin anda hortlayıverir. Çıkıverir mezarından. Hortlak gibi dikiliverirler canını almak isteyenin karşısına Karadeniz inadının ölüme bile direnen görüntüsüyle... Bakın, bir Semih döndü yarım yamalak, Kocaeli'de nasıl bir maç çıktı ortaya. "Ucundan acık" Deivid ile takım haline dönüverdiler, üstelik terleriyle değil, iki damla gözyaşı ile. Üstelik iki hafta öncesinin G.Saray'ı yenmiş liderine karşı... İşte tam burada bırakıyorum hep istediğim beşinci bir takımın şampiyonluk hülyasına hizmet etmeyi. Çünkü Bursaspor'un hedefi bir önceki Eskişehir maçını kazanmak olmalıydı. Eskişehirspor'un hedefinin de nasıl ki; G.Saray ve F.Bahçe yenmek olmaması ise... Şu anki manzara bana nisan ayında şimdilerin flaşlar çakan takımlarının değil, Ankaraspor, Kayserispor, Gaziantepspor, Eskişehirspor, Bursaspor değil, yine 4 "büyük" dediğimiz takımın ligin çatısında mücadele edeceğini söylüyor. Bu lig 4 yarışmacıyı zirvede tarihi boyunca hiçbir zaman kaldıramadı. O nedenle en az biri, muhtemeldir ikisi kopacak ama diğer ikisi kalacak en önde. Bu nedenle bir yeni aday da ligin sürprizi olacak ve araya girecek. Ama o kadar... Beni yine peşlerine takabilmeleri için kendi sınıflarının şampiyonu olacaklar ki, büyüklerden aldıkları ekstraları olsun ve onları "önlerden" alıp "en öne" atsın. Kendilerine değil bize oynasınlar yeter ki... >> Akbabaspor F.Bahçe'nin takipçisi olduğu için bir sonraki rakibini hep Aykut Kocaman defnetti... Yorumlar böyle... F.Bahçe'yi yenen tüm cesetleri bir sonraki hafta Ankaraspor toprağa verdi... Bu durumda Ankaraspor'un futbol kapasitesini göz ardı etmemizi çağırıyor ve bizi yanıltıyor galiba. Kendi sınıfındaki takımların "şampiyonu" durumundalar. Büyüklere henüz başlamadılar. Onlardan ekstra almaya başlarlarsa, işte o zaman ana yazıda vurgulamaya çalıştığım takım, onlar olurlar... Sonunda F.Bahçe'yi yenenleri değil, ilk defa F.Bahçe'ye yenilmiş olanı da yendiler. Bu hafta Bursa'da bu işin rengi belli olur diyorum... >> G.Saray ne yapamıyor? Baros'un ayıp golü sonrasında sahayı ve oyunu tutamıyor... Bazı oyuncuları öndeyken ve yorgun düşmüş durumdayken "dönemeyeceklerini" bile bile gitmeye devam ediyorlar. Rakiplerini "tek forvet" oynayacakları takımlar ile "çift forvet" oynayacakları takımlar diye ikiye ayırmışlar ve günün şartlarına göre minik rotasyonlar yapamıyorlar. Yusuf Şimşek ve Süleyman Youla gibi oyuncularla golü yedikten sonra maç oynanırken tanışıyorlar. Her maçı dört yapmak için oynamak yerine, bazı maçları da kötü oyunu göze alıp skoru korumak için ve öncelikle yenilmemek için oynayamıyorlar. >> Deivid'den iki damla Malzemesi "insan" olan bir grubun "grup dinamiği" oluşturacak nedenlere ihtiyacı vardır "yarışmacı" ruhunun onarılması için... Bu sosyoloji bir futbol gerçeğidir... F.Bahçe'nin ve Aragones'in ihtiyacı olan Deivid'in iki damla gözyaşı dökeceği bir gol sonrası imiş. Bir de Bursalı bir grup taraftarın "Fener kümeye" diye bağırması imiş... Bu ikisi nedeniyle oldu beş... Trabzonspor ve G.Saray henüz bunu bulamadı... Beşiktaş ise Mustafa Denizli rüzgârını yeni "dinamik" oluşturma nedeniyle kullanıyor şimdilik. Unutmayalım ki, "statik" durumdan "dinamik" sayesinde kurtulabilirsiniz... >> POST - İT Bank Asya Ligi korku filmi gibi... Kanal A'daki Haydi Maça programında bunu buram buram yaşıyoruz. 3 saat boyunca en alttaki ile en üsttekinin arası bir kapanıyor bir açılıyor. En sondaki Boluspor iki maç kazanırsa kendini play-off içinde bulabiliyor. Zaten iki gün önce play-off sıralaması ve doğrudan çıkan iki takımın durumu tam 6 kez değişti 1,5 saat içinde. Kalp dayanmaz buna... >> S-ÖZ "Korkak, ancak tehlikenin olmadığına inanırsa yumruk sallar..." (Goethe) >> G.Saray'ın tüm takımın desteklemediği savunması mı hatalı, yoksa takım halinde destekledikleri hücum hattı mı hatalı?..