"Tırnak içinde..." 'Falan falan...' 'Saha içinde ve dışında... 'Bu gücüyle...' 'Zaten ilk yarıda kaybetmiştik...' 'Rakiple ilgili söylenecek çok şey var ama...' 'Oralara çok fazla girmek istemiyorum...' Bütün bunlar Aykut Hoca'nın kaybedilen bir maç analizidir...
Su hali vardır, gaz hali de...
İsmin e hali de vardır, d hali de...
Her kayıptan sonra kendiyle yüzleşmeyi ve hatayı arayıp tedavi etmeyi değil, dışarıdan suçlu ithal etmeyi benimseyen bir teknik direktörün düştüğü durumdur Aykut Hoca'nın "Y" hali...
Biraz tırnağın dışına çıkalım şimdi...
Sahaya girdi, hakemi kolundan iteledi, iki eliyle bela okudu ceza yok...
Topu yere vurdu 9 maç...
Bu mudur "saha dışı"güç...
Sow vurdu ve içerden çıktı. Yardımcının en az suçlu olduğunda birleşti tüm kamu oyu. O topu süzecek yerde bulunsa idi, fahiş bir hakem hatası nedeniyle hakemlik hayatı biterdi. Doğru yerde olduğu için görememişti Mustafa Sönmez...
Haklıydı yardımcı...
Peki niye 4 haftadır maç verilmiyor?
Süleyman Abay hemen alıyor maçı ve ilahi takdir onu çift sarı kart nedeniyle okkanın altına atıyor.
Ali Palabıyık Terim'i delirtiyor ve 4 gün sonra Şanlıurfaspor-Boluspor gibi en kritik maçta ortada düdük çalıyor.
Zekeriya Alp gibi birine "adil atamalar"yaptıklarını söyleyen ve onu ikna edenler var sistemin içinde...
O da onaylıyor atamaları kalbinin temizliği nedeniyle. Kendi gibi biliyor bu işlerin senaryolarını yazanları.
SELLER DERECİKLERDEN OLUŞUR...
Sanica Boru Elasığspor maçında iki gole giden ofsayt kalkıyor Burak ve Drogba için. Dany'nin atıldığının benzerini yapıyor Bilica ama sarı bile yok. Çünkü ikinci sarı olacak. Bir de üstüne penaltı görmezden geliniyor...
Ekrem Kan ve Asım Yusuf Öz, Bülent Yıldırım'ı ateşe atmaktan çekinmiyorlar ama maçı ve hakemleri bu kararlara rağmen 3-1'lik tabela koruyor...
Bunlar gibi onlarcası yaşanıyor ve G.Saray'ın saha dışı gücünden söz ediyor hocam, hem de UEFA yarı finali öncesi...
Küçük ve kısır bir hedef, kocaman bir hedefin önüne konmuş. Finiş şeridini göğsüyle kopartmaktan daha önemli olmuş, bir diğer yarışcının onu geçememesi. G.Saray 7. olduysa; 6.lığa bile razı olmayı sindirebilmektir bu kısır döngü.
Ya da "saha dışı güçler" derken "kişi kişiyi kendi gibi bilir" sözünden mi yola çıkmalıyız?
Belli ki...
G.Saray'a geçilmenin üzüntüsü ve kahırı önüne geçmiş Benfica'yı ve tarihe geçebilme umutlarının...
Küçük düşünmüş Aykut Hoca...
"Küçük"tırnak içinde olsun...
Doğru yönetim, doğru politika, doğru teknik direktör ve doğru bütçe...
İşte Akhisar Belediyespor...
Gekas'a maç başı yerine "gol başı"vermek dahiyane bir buluştur. 4500 euro gol başına... Krasic'e 18'e girdiğinde bile 15.000 EURO...
Dört bir kere Maşallah
Ne bekliyorlardı ki; şimdi kendi hocasını ve en önemli oyuncusunu yemeye başladı Beşiktaş camiası.
En başından bu projeye güvenmemekle, Çarşı'nın tek doğru yapan birimi olduğunu görüyorum Beşiktaş'ın.
Aybaba şöyle eleştirilebilir mesela:
"Messi varken Oğuzhan, Puyol varken Escude mi oynardı..."
S-ÖZ: (George Santayana)
"Geçmişten ders almayanlar, onu bir kere daha yaşamak zorunda kalırlar..."
Benfica maçı çok farklı olacaktır. F.Bahçeli maça gitmeli, tribün gücünü takımın kuyruğuna takmalı ve inanmalıdır. Bu maç onların değil, "bizim"maçımızdır...