Maça değil televizyon karşısını tercih ettim. Maçı izlerken diğerlerinde de neler olup bittiğine bakacaktım.Çok akıllıyım ya dün ülkedeki milyonlarca sporsever gibi... Ağırlığım Galatasaray olacaktı çünkü görevim o maçın analiziydi...
Mancini'nin her hafta farklı bir kadrosuyla karşılaşmaktan ve maç oynanırken ideal 11 oluşturma çabalarından dolayı aylardır başım dönmüştü; dün akşamki maç seçimlerinden dolayı daha da bir şapşallaştım...
Tam Galatasaray kadrosu üzerine not almaya başladım, bir haykırış geldi "anaam Fener gole gidiyo" diye... Biri seslendi aniden "Beşiktaş bu kadar eksikle..." diye ve aniden biri daha bağırdı "gol oldu gol oldu" diye...
Tamam; bütün maçları vererek büyük iş başardı yayıncı kuruluş; ama bu kadar ligine güvenmediğinin itirafı olan bu maskaralıkla bizi maç seyretmek yerine, bulamaç bir çorbaya bakıp durmak zorunda bırakan TFF'nin derdi neydi?..
Görebildiğim kadarıyla macera aramayan bir diziliş ve tatmin edici bir üstünlük var... Penaltı yorumunu ise takrarından yapabiliyorum, çünkü o sırada "Kadıköy'e bir bakalım" demişlerdi.
Evet, net bir penaltıyı ıskalamış hakem... Elazığspor'un önce dengeleyip sonra baskı kurduğunu yakaladım ama tam üstüne giderken Burak yazıverdi. Gördüm. Güzel goldü... Elazığ baskısına karşılık Sneijder atamayarak bitirdi ilk yarıyı. Bir süre kaçırıyorum maçı çünkü Beşiktaş gol yemiş ve kumandanın sahibi oraya çevirdi ekranı.
Ben de herkes gibi uyanıkım ya...
Hepsini birden seyredeceğim ya...
Orada işi gücü bırakıp dağılıyorum...
Sağlıklı bir analizi mümkün olmayan gecede hepsini birden seyretmeye karar verip, sonunda hiçbir şey seyredemeden bu tuhaf geceyi noktalamaya karar veriyorum...
MAÇIN ADAMI
G.Saray hücumdayken F.Bahçe'nin gole gitmesi...
KIRILMA ANI
Kumanda kimin elindeyse işte o...