Maçın adamı: İlker Meral

A -
A +

Sağ tarafın Eboue'sinin eli kulağında, Sabri de dönmüş bile. Ön tarafa da Yiğit geldiğine göre o bölgeden "safra" atma zamanı gelmişti ve Kazım'dan vazgeçerek en doğrusunu yaptı Terim Hoca. Kendi küçük operasyonuna rakibin ucundaki Necati'yi katarak devam etti ve ön tarafa kısa vadede bir çözüm üretti. Gerçi Necati "eski ve yeni ve eski ve yeni" takımını sahada seyredemedi ama olsun; malumunuz Sibirya'dan da, meltem gelmez ki! Ehven-i şer olan dün geceki "romantik" kar yağışıdır... Gidip de dönülemeyen atakların birinde "halı saha golü" yemek ise hiç de romantik değildir. Efektif olmayan bir baskı ve sonunda yenilmiş en kolay gol. Arıza; o an için Gökhan Zan'ın kalesine koşar gibi yapması ve Semih'in ortalarda olmamasındadır. Bu bölümün tıkanması uzun süre Antalyaspor'un küçük sıkıştırmalarından bir türlü sağlıklı top çıkmayışından mütevellittir. Riera'nın şutlarında Emre'nin ortalarında ve Selçuk'un paslarında inanç eksikliği hemen fark ediliyordu. Sonra artan baskı, gömülen rakip ve sadece en uzağa atarak maçı alıp gideceğini uman rakip karşısında "ayak topunun elle müdahalesi" 1-1 etti oyunu. Şu ortamda koca bir ilk yarıda tek bir şutun bile olmayışına da dikkat çekmeliyim... İkinci yarı da topuk pasları ve incelerin revaçta olduğu ve hiç de doğal ortama uymayan oyununda ısrar ederek başladı Galatasaray. Soğuktan bildiğini de unutan meşhur Kasımpaşa maçının elle çıkartılan golünü bile görmemiş hakemin yanı sıra hep "yerden ve araya pas oyunu" oynayan Galatasaray kendi kendini kilitlemişti aslında. Her şey yanlış ve hatalıydı ama hakem İlker Meral en hatalı ve yanlıştı... BAŞKA YERDE ÇALAMAZDI Hakemden biraz söz edelim. Başka hiçbir yerde çalamayacağı düdükleri büyük bir cesaretle çalabilmesi yanlış da olsa "oynamaya çalışan" bir takımı dağıtmaya yetti.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.