Dün gece özellikle sahadaki oyunculara geldiğinden bu yana 'en sağlıklı' müdahalelerini izlediğim Mancini bir baş aktör olmuş...
Konuk taraf açısından kupanın rehaveti olamaz çünkü maç bıçak sırtı... Ev sahibi için belki de tüm sezonu bağışlatacak önemde bir maç ve ucunda da Avrupa var...
Kim daha sakin olursa kazanacak, gerilen ise kaybedecek gibiydi maç başlarken.
Oysa seyircisizliğinde verdiği sükûnet oyunculara yansıdı ve pazar günü toplanıp top oynamaya gitmiş 20-25 kişi izledik. Gol olursa ancak bir hatadan, ya da bir duran topun beklenmedik marifetiyle olacak gibiydi.
Trabzonspor'un Muslera'yı tehdit ettiğinden daha fazlasını Galatasaray Onur karşısında gösterdi. Özellikle Selçuk'un iki alt köşeye iki şutu yere yatmak zorunda bıraktı Onur'u ama şut ne kadar iyiyse kaleci de o kadar kaliteliydi...
İkinci yarıda maç ise maç maça benzedi...
Sniejder'in 'vuruş tekniği' ile Selçuk'un 'vuruş kalitesi' maçı bir anda koparır gibi oldu ama penaltı da penaltıydı...
Son 20 dakika nefesleri kesen bir mücadele çıktı ortaya...
Zorlayan Trabzonspor oldu Galatasaray maçın bittiği sandığı anlarda. Ev sahibinin kıpırdamadığı anlarda sağ bek olmayan Semih'in sol açık olmayan Umut'a attırdığı 'halı saha kıvamındaki gol' nedeniyle maç orada bitti.
Dün gece özellikle sahadaki oyunculara geldiğinden bu yana 'en sağlıklı' müdahalelerini izlediğim Mancini bir baş aktör olmuş ve kolay değil; kupa kazanıp en zor deplasmanı cebine koyan bu futbolcu gurubu da camiasına en değerli hizmeti vermiştir...
MAÇIN ADAMI
Oynamadık yer bırakmayan Sabri...
KIRILMA ANI
Semih'in Umut'a attırdığı gol.