G.Saray'ın sezon boyunca hiç düşmediği bir duruma düşüp, üçüncü sıraya gelmesi ve yaşandığı açık olan sıkıntıların tartışılmasından hoşlanmamaları, çareyi üretmekte eksik kalacaklarını gösteriyor bize. Bu durumda bazı şeyleri halının altına süpürmek durumu ortaya çıkıyor. Ligin zirvesine bir maç bile değil, bir kol atımı kadar uzaklıkta olmak, Avrupa'yı bir anda kucağında bulmak ve kupanın da tek galip gelmiş takımı olmak aslında sıkıntıyı kamufle etmeye yeter. Hiç paniklemeden, "Polat-Sezgin-Üstünel" triyumvirasının yani üçlü aktif yönetimin kolları sıvaması ve mert bir şekilde de hesap vermesi gerekiyor. Hocası grip, yıldızları garip... Yaşı ve geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle ağır gribal enfeksiyonu, sizin bizim gibi yatak döşek geçiremez Feldkamp. Çünkü ilaç alması mümkün değildir. Bu da demektir ki, yaşı ve rahatsızlığı bir sorunmuş. İşte buralarda küçük bir operasyonun ve bazı hesaplaşmaların gerektiğine inanıyorum. Bu eleştirinin de yıkmaya değil, yapmaya yönelik olduğunu iddia ediyorum. DELİYE BAL TATTIRMIŞLAR, ÇARŞIDA KATRAN BIRAKMAMIŞ Takımı için deli olan taraftarın, transferlerden sonra lige yaptığınız girişle ağzına bal sürmüştünüz. Oysa kaybedilen bir derbi ve kritik Avrupa dönemeci ile, liderliğin gittiği son maç şimdi medyanın sizi sorgulamasını gerektiriyor, sizin medyayı sorgulamanızı değil. Durum vahim değil. Avrupa'yı kucağınızda bulmanızı kafanıza takmamanız gerekiyor. Maçı bile olmayan Zenit, umudunu kesip tatile çıkmışken, kendini UEFA Kupası'nın ortasında buldu. Hapoel-Aalborg ve Alkmaar'ın zirveyi garantilemiş Everton maçlarını hatırlayın. Kucağınızda bulduğunuz malın hakkını verebilirsiniz. Vermelisiniz... Vermeye mecbursunuz artık... Ama şunun da hesabını vermelisiniz: Bir takım koca yarım sezon, hatta son yıllarda bir tek duran top kullanamaz mı? Attığı her kornerden kontra yer mi? Maçın içindeki bir kavgayı neden takım halinde veremez? Rakibin G.Saray'a hücum etmesi için topu kornere atması yeterli oluyor. Bunun idmanı yapılamaz mı? Bu sorunlar ve ağzına 16 hafta bal çaldığınız sizin için deli olan taraftarı, son iki haftada pazarda katran aratır duruma getirdiniz. DELİNİN DÜŞÜNMESİNE TAVUĞUN EŞİNMESİNE DERMAN OLMAZ Haydi Sayın Polat... Sevgili Adnan Sezgin... Hatta çok şeker insan Haldun Üstünel... Sizden beklenen bir şeyler var. Onu yapmazsanız, bu "haltı" halının altına süpürmüş olursunuz. "Medya büyütüyor" dediğiniz şeyler, zaten size "nakıs gözlerle" bakan medyanın büyütmesi gereken şeyler oldu. İltifatı uzun süre sundu size bu camia. Zaman marifet zamanıdır. Aksi taktirde neden gelsin ki maça, ortada bir marifet söz konusu değilse. Avustria Wien'i yenmek marifet sayılmazdı zaten. Marifet Leverkusen'i yenmek. Ve ligin ikinci yarısında doğru dürüst bir serbest vuruş kullanıp, iki uyduruk korneri de rakibe değil, Servet'e atmak... >> Bayer'in ilaçları Onlarca yıl önce bir grup Leverkusenli işçi bir futbol takımı kuruyor ve yörede bulunan ilaç fabrikasından oyuncular var takımda. Onların aracılığıyla o ilaç fabrikasından forma ve şort istiyor. İşte Bayer, Leverkusen'e böyle sponsor oluyor. Dünyada şimdiye kadar en uzun süre ve sözleşmeden çok gönül bağıyla yerine getirilmiş futbol takımı sponsorluğu ile oynayacağız. Hani şu geçen hafta Porto'da Beşiktaşlılar çok koşsun diye sahaya ekilen tozun ilacını yapan firma, G.Saray'a rakip oluverdi. Lig ve Avrupa'da son maçlardan en çok hüzünle dönen takım unvanı da Bayer Leverkusen'de. Dünyanın en çok satan performans artırıcı ilaçları da. G.Saray'ın Avrupa'daki viagrası yine kendi içinden bulunup çıkarılacaktır. Ben buna yürekten inanıyorum. >> Kim çıkarsa fark etmez Hani gelenekselleşmiş bir jargon vardır: "Bu saatten sonra kim çıkarsa çıksın fark etmez." G.Saray'ın gruptan çıkış şekline bakarak aynı cümle şöyle de söylenebilir. "Kim çıkarsa çıksın fark etmez, hepsi eler Galatasaray'ı." Bu biraz ağır bir fantezi oluyor ama ben başka bir şeye inanıyorum. Hemen yapılacak görkemli ve doğru bir operasyonla Avrupa'da birileri bir şeyler yapacaksa, bunu yine G.Saray yapacaktır. Camiada işi iyi bilen adamlar, mesela Adnanlar, bu dinamiği oluşturacak ve bu takım yine bir şeyler başaracaktır. >> Müteşebbis Geçenlerde Ümit Tosun diye bir arkadaşla İstiklal Caddesi, Atlas Pasajı'ndaki dükkânında tanıştım. Wasp-Tshirt adı altında ülke futboluna emek vermiş efsane futbolcuların, takım ayırmadan anı tişörtlerini yapıyor. Fikir korsan değil, çünkü storelarda yok. Ben Metin Oktay'ınkini hemen aldım. Baba Recep, Lefter, Can yolda... Arkadan Rıdvan, Hagi, Taffarel, Tanju, Nouma gibi yakın tarihe damga vuranlarınkini yapacaklar. Ümit arkadaşıma futbol alemi adına teşekkür ediyorum. >> S-ÖZ Öküzü boynuzundan, insanı sözünden tutarlar. (Türk Atasözü) >> POST-İT G.Saray üst yönetiminin kafasında tilkilerin kuyruk temasında olduğunu duyuyorum. Hiç bir şey yapmayacaklarmış gibi duruyor ama Adnan Polat'ın kafasındaki projeyi, Sezgin'le Üstünel eğleme dönüştürmek üzereler. Canaydın'ın onayıyla tabii. Az sonra... >> Eksik gedik demeden ligin zirvesine burnunu sokan Sivasspor, Anadolu futbolunun yükselen yıldızı gibi bir cümleye de sığmıyor artık. Onların yiğitçe mücadelesine destek verelim.